Türkiye'de nüfus yapısındaki değişim, son yıllarda önemli bir dönüşüm sürecine girdi. Nüfus projeksiyonlarına göre, Türkiye'nin genç nüfus oranı hızla azalırken, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı artmaya devam ediyor. Uzmanlar, 2050 ve 2100 yıllarında genç nüfus oranının yüzde 10'un altına düşebileceğini öngörüyor.Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye'nin giderek yaşlanan bir nüfusa sahip olduğunu ve bu durumun "çok yaşlı ülkeler" kategorisine girmesine neden olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Erdoğan, "Bugünün 65 yaşındaki insanı, eskiye göre daha sağlıklı ve üretken. Bu durum, yaşlanmayı bir avantaj haline getirebilir," diyor.Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erdoğan, nüfusun yaşlanmasının yanı sıra, doğum oranlarındaki düşüşün de ciddi bir sorun oluşturduğuna dikkat çekiyor. Türkiye'nin 100 milyonluk nüfus hedefinin mevcut veriler ışığında zor göründüğünü, aksine 90 milyon civarında bir nüfus seviyesine ulaşabileceğini ifade ediyor.Türkiye'de beklenen yaşam süresinin artmasıyla birlikte, daha fazla insanın daha uzun süre yaşaması, nüfusun yaşlanmasını hızlandırıyor. Bu durum, genç nüfusun azalmasıyla birlikte, sosyal güvenlik sistemleri ve emeklilik maaşları gibi birçok alanda sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Erdoğan, "Bu nüfusa kim bakacak?" sorusunun önemine işaret ediyor.Doğurganlık oranlarının düşüşü, Türkiye genelinde büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 verilerine göre, Türkiye'deki doğurganlık oranı 1.51'e düşmüş durumda. Bu oran, nüfusun yerinde kalması için gereken 2.1 oranının oldukça altında. Tarım toplumlarında çocuklar ekonomik katkı sağlarken, günümüzde kentleşme ve eğitim seviyesinin artması, doğum oranlarının düşmesine yol açıyor.Prof. Dr. Erdoğan, kırsal kesimdeki nüfusun azalmasının da doğurganlık oranlarına olumsuz etkide bulunduğunu vurguluyor. Kırsal bölgelerde doğurganlık oranının 30 yıl öncesine göre önemli ölçüde düştüğünü belirten Erdoğan, "Tarımda makineleşme, çocuğa olan ihtiyacı azalttı," diyor.Kentleşmenin getirdiği ekonomik ve sosyal zorluklar, ailelerin çocuk sayısını azaltmasına yol açıyor. Prof. Dr. Erdoğan, kentlerde yaşayan ailelerin, çocuklarının özel okullarda okuması ve iyi bir eğitim alması için yüksek maliyetlerle karşı karşıya kaldığını ve bu nedenle çoğu ailenin bir çocukla yetindiğini belirtiyor.Çocuk yapma yaşının ileriki yıllara ötelenmesi, nüfus artış hızını düşüren bir diğer etken olarak ortaya çıkıyor. Erdoğan, "Yeni dönemde bireycilik arttıkça, çocuk yapma yaş dilimi daralmaya başlıyor," diyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde, bu trendin daha belirgin olduğunu ve Türkiye'nin de benzer bir sürece girdiğini ifade ediyor.Suriyeli göçmenlerin de Türkiye'ye geldiklerinde çocuk sayısında bir düşüş yaşadıklarını belirten Erdoğan, "Kentleşme arttıkça, çocuk sayısı azalıyor. Bu durum, sadece Türkiye'ye özgü değil, tüm dünyada benzer bir eğilim var," diyerek sözlerini tamamlıyor.Haber/Kaynak: Bilgi Hazinem
Sağlık
17 Ağustos 2024 - 15:01
Türkiye'nin Nüfusu Yaşlanıyor
Türkiye'de nüfusun giderek yaşlanması ve doğurganlık oranlarının düşmesi, gelecekteki sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit ediyor. Ancak bu durumun, sağlıklı ve üretken yaşlı nüfus açısından avantajlar da getirdiği düşünülüyor.
Sağlık
17 Ağustos 2024 - 15:01
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir