Dazkırı Tarihi: Bozkırın Ortasında Binlerce Yıllık Serüven
Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesi, ismiyle müsemma, "bozkır, açık alan, kırlık yer" anlamlarına geliyor. Ancak bu bozkırın kalbinde, yaklaşık 900 yıllık Türk tarihiyle birlikte çok daha eskilere, Milattan Önce 2000'lere dayanan zengin bir medeniyet birikimi yatıyor. Bölge, Anadolu'nun en güçlü imparatorluklarından biri olan Hititler zamanında önemli bir yerleşim yeriydi. Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 1000'li yıllarda zayıflamasıyla sahneye Frigyalılar çıktı ve bölgeye hakim oldu.
Frigyalıların ardından Lidya Krallığı bu topraklarda hüküm sürdü. Başkenti Sardes olan Lidya'nın sınırları Dazkırı ve Başmakçı'ya kadar uzanıyordu. Paranın ilk kez değişim aracı olarak kullanıldığı bu dönemde, Dazkırı'nın Karaağaç Kuyusu köyünde Lidya elektrum definesinin bulunması bu tarihi bağın bir kanıtı. Hatta Dazkırı, Başmakçı ve Evciler üçgeni, Lidyalılar için önemli para basım merkezlerinden biriydi. Bölgede bulunan gümüş kistophorus ve bronz sikkeler, o dönemin ticari ve siyasi canlılığını gözler önüne seriyor.
Tarih sahnesinde Persler, Makedonya Krallığı, Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğu da sırayla bu topraklarda iz bıraktı. Roma'nın 395 yılında ikiye ayrılmasıyla Dazkırı ve çevresi, Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.
Dazkırı Tarihinde Türk İzleri: Selçuklu ve Beylikler Dönemi
Anadolu'nun kapılarının Türklere açıldığı 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Oğuz boyları akın akın yeni vatanlarına gelmeye başladı. Bu dönemde Hazar Denizi'nin güneyinden yola çıkan Türkman Yörükan taifesinden Polatlı Cemaati, Anadolu'ya ulaştı. Cemaatin bir kolu Maraş, Ankara, Karahisar-ı Şarki gibi bölgelere yerleşirken, diğer bir kolu bugünkü Dazkırı topraklarına gelerek buraya kendi adlarını verdi. O günden sonra burası Polatlı (Bolatlı, Bolat) olarak anılmaya başlandı. Dazkırı adının kökeni de bu döneme dayanıyor. Osmanlıca belgelerde bazen "Tazkırı", hatta bir belgede "Dazgırı" olarak geçmesi, eski yazı ve okuma farklılıklarından kaynaklanıyor. Cumhuriyet döneminde bile Demiryolları'nda "Tazkırı" ismi kullanılmıştı.
Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan, yaşlılığında ülkeyi oğulları arasında paylaştırdığında, Dazkırı ve çevresi (Uluborlu-Kütahya arası) Gıyaseddin Keyhüsrev'in payına düştü (1186). Daha sonra bölge, Kütahya merkezli Germiyanoğulları Beyliği'nin hakimiyetine girdi. Germiyanoğulları, Osmanlılarla iyi ilişkiler kurmak ve Karamanoğulları tehlikesine karşı güvence sağlamak amacıyla Süleyman Şah'ın kızını Yıldırım Bayezid ile evlendirdi. Bu evlilikle birlikte Kütahya, Tavşanlı, Simav, Dinar (Geyikler), Dazkırı ve Başmakçı gibi önemli topraklar 1378'de çeyiz olarak Osmanlılara verildi.
Osmanlı Döneminde Dazkırı tarihi ve Arşiv Kayıtları
Dazkırı, 1378'de Osmanlı toprağı oldu. 1402 Ankara Savaşı'ndan sonra kısa bir süre Moğol idaresine girse de tekrar Osmanlı hakimiyetine geçti. İşte bu dönemden itibaren Dazkırı'ya ait yazılı arşiv belgeleri karşımıza çıkmaya başlıyor. On sekiz yıllık titiz bir arşiv çalışmasıyla gün yüzüne çıkarılan bu belgeler, Dazkırı'nın geçmişine ışık tutuyor.
Dazkırı Tarihinden Nüfus Kayıtları:
Osmanlılar fethettikleri yerlerin nüfus ve gelir kaynaklarını detaylıca kaydederek Tapu Tahrir Defterleri oluştururdu. Dazkırı (Polatlı) ile ilgili en eski kayıt, Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait 1530 tarihli defterde bulunuyor. Bu kayda göre Homa kazasına bağlı Polatlı köyünde 23 hane (yaklaşık 124 kişi) yaşıyordu. 1676 tarihli Avarız Defteri'nde Polatlı köyünde 8 neferan ve 2 avarız hanesi kayıtlı. 1842 tarihli bir başka defterde köy nüfusu 113 hane (yaklaşık 565 kişi) olarak görülüyor. 1845 tarihli Temettuat Defteri ise nüfusu 138 hane (yaklaşık 690 kişi) olarak kaydediyor. Bu defterler, köydeki hane reislerinin isimlerini, mal varlıklarını ve kazançlarını da içeriyor. Nüfus verileri, Dazkırı'nın zaman içindeki gelişimini takip etme imkanı sunuyor. 20. yüzyıl ve 2007 yılına ait nüfus verileri de ilçenin demografik yapısındaki değişimleri gösteriyor.
Dazkırı Tarihinde Dokumacılık:
Arşiv belgeleri, Dazkırı'nın kilim ve çuval dokumacılığında önemli bir merkez olduğunu kanıtlıyor. 1736 tarihli bir fermanda, Osmanlı ordusunun ihtiyacı olan 737 adet seyishane kilimi ve 450 adet un çuvalının Dazkırı ve çevresinden tedarik edilmesi emrediliyor. 1835 tarihli başka bir belgede ise ordunun yatakları için gereken 16.243 adet yün kilimin Dazkırı'da imal ettirilmesi isteniyor. 1846 tarihli bir diğer belge de Nizamiye askerleri için 1095 adet dokuma kilimin Dazkırı'da üretilmesiyle ilgili. Bu kayıtlar, Dazkırı'nın dokumacılık endüstrisinin köklü geçmişini ve üretim kapasitesini ortaya koyuyor.
Dazkırı Tarihinde Yaşanan Zorluklar ve Anlaşmazlıklar:
- Eşkiyalık Olayları: Arşivlerde, bölgede yaşanan eşkiyalık olaylarına dair kayıtlar da mevcut. 1764'te Polatlı köyünden Tatoğlu Hacı Ahmed Ağa oğullarının bir kişiyi dövüp oğlunu develeriyle kaçırması, 1783'te Başmakçılı Deli Ahmet ve kardeşlerinin bölgedeki eşkiyalık faaliyetleri, 1785'te Tatoğulları'nın Başmakçı köyünü basıp cami halılarını çalması gibi olaylar Anadolu Ahkam Defterleri ve Şikayet Defterleri'nde yer alıyor. Apa istasyonuna yapılan silahlı saldırı ve jandarma çatışması da bu kayıtlardan biri.
- Görevli Zulmü: Devlet görevlilerinin halka yaptığı haksızlıklar da kayıtlara geçmiş. 1743 ve 1750 tarihli fermanlarda, bazı köy zabitleri ve kethüdaların halktan fazla vergi alması ve zulmetmesi üzerine Dazkırı kadısına gönderilen emirler bulunuyor.
- Depremler ve Yardımlar: 1886-1887 yıllarında Dazkırı'ya bağlı altı köyde meydana gelen deprem büyük hasara yol açmış. 43 hane ve 17 ahır tamamen yıkılmış, çok sayıda yapı hasar görmüş, 2 kişi ölmüş, 15 kişi yaralanmış. Padişah II. Abdülhamid'in depremzedelere 100 lira yardım gönderdiği belgelenmiş.
- Salgın Hastalıklar: Dazkırı, Çivril ve Dinar'da görülen sıtma (humma) hastalığına karşı doktor talepleri ve alınan tedbirler de arşivlerde yer alıyor. Hasandede köyünde sıtmadan 15 kişinin öldüğü, tren istasyonlarında diplomasız kişilerin doktorluk yaptığına dair şikayetler ve sonrasında yetkin doktorların atanması gibi detaylar mevcut.
- Köy Anlaşmazlıkları: Köyler arasındaki mera, su gibi kaynaklar üzerine yaşanan anlaşmazlıklar da kayıtlara yansımış. Aşağı Apa ve Sarıkavak köylerinin yaylalarına muhacirlerin müdahalesi, Polatlı köyüne ait Karaöyük merasının Yüreğir köylüleri tarafından işgali, Bozan köyüne gelen muhacirlerin köylülerin tarlalarını zapt etmesi, Mahmudiye ve Hamidiye köylerindeki muhacirlerle Tutluca köylüleri arasındaki su anlaşmazlığı gibi konular fermanlara ve dilekçelere konu olmuş.
- Alacak-Verecek Meseleleri: Dazkırı ahalisinin çevre bölgelerdeki kişilerle olan alacak-verecek davaları da belgelerde yer alıyor.
- Cinayetler: Horzum Aşiretinden Kurtoğlu Ali'nin öldürülmesi ve katilinin cezalandırılması, Trablusgarb'dan izne gelen bir askerin karıştığı cinayet gibi adli vakalar da arşiv kayıtlarında bulunuyor.
- Kıtlık ve Yardımlar: Dazkırı'ya bağlı yirmi köyde yaşanan kıtlık üzerine çiftçilere karşılıksız olarak yemeklik ve tohumluk zahire yardımı yapıldığına dair kayıtlar da mevcut.
Diğer Önemli Kayıtlar:
- Cami Görevlendirmeleri: Sarıkavak köyündeki Feyzullah Bey Camisi hatipliği gibi görevlere yapılan atamalar padişah izniyle gerçekleşiyor ve bu atamalar belgeleniyordu. Polatlı köyündeki Dedeoğlu Veli Bey Mescidi'ne yapılan imam ataması da kayıtlarda yer alıyor.
- İdari Taksimat: Dazkırı'nın idari yapısındaki değişiklikler de belgelerde takip edilebiliyor. Nahiye olması, Dinar'a bağlanması, Sandıklı'ya bağlıyken Denizli'ye bağlanma talepleri, Dinar merkezli bir kaymakamlık kurulması gibi idari düzenlemeler arşivlerde mevcut.
- Kilise ve Okul İnşası: İzmir-Eğridir demiryolu yapımı sırasında Aşağı Apa köyüne yerleşen Rumlar için ruhsatsız inşa edilen kiliseye sonradan ruhsat verilmesi ve kilise bahçesine okul yapılmasına izin verilmesi de belgelerde yer alıyor.
- Acıgöl Tuz Kaçakçılığı: Acıgöl'den yapılan tuz kaçakçılığını önlemek amacıyla muhafız ve kolcu görevlendirilmesi de Osmanlı dönemindeki idari tedbirlerden biriydi.
Cumhuriyet Dönemi ve Sonrası
Cumhuriyet Arşivi'nde de Dazkırı ile ilgili önemli belgeler bulunuyor. Eskiyen bir ferman suretinin yenilenmesi talebi (1927), Baraklı Köyü'nün Dinar'a bağlanması (1932, Atatürk imzalı), Çardak havaalanı için arazi istimlakı (1944, İnönü imzalı), Demokrat Parti döneminde ortaokul yapımı talebi (1956, Menderes'e sunulan dilekçe) ve Adalet Partisi döneminde ilçenin ihtiyaçlarına dair dilekçe (1966) bu belgelerden bazılarıdır.
Dazkırı, bozkırın ortasında sessizce duran bir ilçe gibi görünse de, topraklarında Hititlerden Cumhuriyete uzanan derin bir tarih yatıyor. Arşivlerdeki her bir belge, bu köklü geçmişin bir parçasını aydınlatarak Dazkırı'nın bilinmeyen yönlerini bizlere sunuyor.