Bugün Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in doğum günü. Vatandaşlarımızın Mevlid kandilini kutlar, dualarla geçecek bu mübarek gecenin vatandaşlarımıza, ailelerine, ve ülkemize hayırlar getirmesini dilerim.Kasım ayı başında tüm dünyada geniş yankılar uyandıran belgelerde vergi cenneti Malta’da Başbakan Yıldırım’ın oğullarının 5, dayısının 2, yeğeninin yöneticisi olduğu 4 şirket ve offshore hesaplarının bulunduğu ortaya çıkmıştı.Dün de Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu Meclis grubunda tarihi bir konuşma yaptı. "Dolar bozdurun" diyenlerin, vatandaşın belini vergilerle bükenlerin akrabalarının vergi vermemek için milyon dolarları yurt dışında kurdukları şirketlere gönderdiklerini, belgeleriyle birlikte açıkladı. İngiltere yakınlarında Man Adası Devleti'ndeki kuruluş sermayesi 1 sterlin olan bir şirkete Recep Tayyip Erdoğan'ın;Oğlu Burak Erdoğan’ın 1.45 milyon , ve 2.3 milyon ,Kardeşi Mustafa Erdoğan’ın 5 milyon ,Eniştesi Ziya İlgen’in 2.5 milyon ,Dünürü Osman Kefenci’nin2.2 milyon ,Eski Özel kalem Mustafa Gündoğan’ın ise 1.5 milyon yatırdığını belgeleriyle birlikte açıkladı.Dünyanın her yerinde kendi ülkesine güvenmeyen, ülkesinden para kaçıran, para aklayan ya da vergi kaçıran idareciler bu durumda istifasını verir. Ama bizimkiler pişkin. Olay ortaya çıktıktan sonra AKP Grup başkanvekili, ticari transfer diyor. Avukat bu belgeler sahte diyor! Hangisine inanalım? Eğer bir ticaret sonrası bu paralar oraya gönderildiyse açıklayın da bilelim. Ne alındı? Ne satıldı? Yok belgeler sahte diyorsanız. Bunlar devletin bankalarının resmi evrakları banka kayıtları sizin elinizde sahte olduğunu ispat edin. Biz de sizin deyiminizle rezil olalım! O şirket kuruldu mu? O şirkete milyon dolarlar gönderildi mi? Soru bu. Cevap basit. Evet ya da Hayır. İktidar partisinde panik başladı.Vatandaşımızın kafasındaki soru işaretlerinin ortadan kaldırılması için yapılması gereken çok açık. Etkin ve şeffaf çalışacak bir Araştırma Komisyonu kurulup havada uçuşan milyon dolarların nereden gelip nereye gittiğinin ve malvarlıklarının kanuna ve ahlaka uygun uygunluğu araştırılmalıdır.Bu konu aslında ülkemizde yönetici konumunda olan herkesi ilgilendirmektedir. Sadece yöneticilerin değil birinci derece akrabalarını eşi, çocukları ve kardeşlerini de içine alacak bir şekilde yapılmalıdır. Ben buradan sesleniyorum. Gelin Afyonda temiz bir sayfa açalım. Tüm il başkanlarımız, Belediye başkanlarımız, aileleriyle birlikte mal beyanında bulunalım.Şimdi bin dereden su getirerek inkar etmeye, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali yalan söylemeye devam ediyorlar. Ama ne bahane uydururlarsa uydursunlar biz söylemekten geri durmayacağız: Artık bu ülkeyi yönetemezsiniz. Derhal istifa etmelisiniz.AKP İl Başkanımız sanki Afyonda doktor yokmuş, başhekimliği yapacak kapasitede birisi yokmuş gibi il il gezip başhekim arayacağına bu ciddi iddialara cevap versin.Bu olay karşısından medyanın takındığı tavır da ayrı bir tartışma konusu. Bizim vergilerimizle yayın yapan, devletin resmi televizyonu TRT, Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu, dünürü ve eski özel kalem müdürünün Man Adası'ndaki bir şirkete gönderdiği milyonlarca doların belgesini açıklamaya başladığı sırada yayını kesmesini korkunun göstergesi olarak görüyorum. 24 Kasım öğretmenler gününde AKP İl Başkanı ve Belediye Başkanımız tarafından ilimizdeki tüm öğretmenlere cep telefonu mesajı atılmış. Bu davranış özel hayatın gizliliği kuralına uymamaktadır. İlgili kişilerin izni olmadan 3. Şahışlara özel bilgilerin verilmesi etik olarak doğru olmadığı gibi kanunen de suçtur. Kişisel Verilerin Korunması Kanununa göre cep telefonu numaraları kişisel veri olarak kabul edilmektedir. TCK 136 maddesine göre “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.” TCK 137 madde de ise; eğer bu suç “kamu görevlisi tarafından (memur vb) ve görevinin verdiği yetkiyi göreve kullanmak suretiyle işlenmesi halinde hapis cezası ½ oranında artırılır.” denilmektedir. Yani bu suçun cezası 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.Öğretmenleri sadece 24 Kasım’da mesaj atarak hatırlayan iktidar temsilcilerine söyleyecek sözümüz var elbette. Milli Eğitim Sistemini yap-boz tahtasına çevirdiniz. Kaldırdığınız sınavların yerine getirdiğiniz her sistem fiyasko ile sonuçlanıyor. TEOG kalktı. Yerine yine bir garabet yarattınız. Öğrencilerimizi ve velilerimizi mahvediyorsunuz.Son olarak, ilimizde DSİ kapısının iç kısmında bulunan bilboard, kurumun tanıtımı ve çalışmalarını ortaya çıkarmaktan öte sadece AKP Genel Başkanının reklam panosu olarak kullanılıyor. Sayın valimizin kurum amirlerini devlet memurlarının tarafsızlığı ve liyakati konusunda ciddi olarak uyarması gerekiyor. Sayın Valim; İl Milli eğitim Müdürlüğü personeli, DSİ İl Müdürü’nü uyarmayı düşünüyor musunuz? Belediye Meclisi toplantısında görüşülmek üzere önerimizi tekrarlamak istiyorum. Maliye kavşağına yapılan alt geçide Bülent Ecevit isminin verilmesi konusunda dilekçemizi belediye başkanlığına vereceğiz. Belediye Meclisimizin bu konuda karar almasını bekliyoruz.İlimizde yapıla Çamur Festivalin fos çıktı. Boş salonlara tanıtım yapıldı. Başbakanlık Tanıtım Ofisi tarafından finanse edildiği belirtilen toplantı için katılımcı kuruluşlardan niye para toplandı. Başbakanlık Tanıtım Ofisi kişileri tanıtmak için mi para harcıyor? Başbakanlığın bütçesi organizatörleri tanıtmak için mi kullanılıyor?SGK İl Müdürü Samet Fidan Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği toplantı salonunda oda başkanları önünde 1170 esnafı icraya vereceklerini ifade etti. Maalesef esnafımızın durumu bu. Esnaf kan ağlıyor. Esnaf Odası başkanlarımız ise üyelerini icraya vereceğini söyleyen bürokrata sesini çıkaramıyor. Siz ne iş yaparsınız. Esnafa yapılan icraya karşı bir tepki ortaya koyacakmısınız? Esnafımızı gerçekten savunacak tepkiler verecek misiniz?
