Dinar Depremi'nin Yıkıcı Etkisi ve Nedenleri

TAKİP ET

Alp-Himalaya kuşağında yer alan ülkemiz, zaman zaman mal ve can kaybına neden olan şiddetli depremlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu depremlerden biri, 1995 yılında Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yaşanmış olan ve geniş bir alanda yoğun tahribata neden olmuş olan talihsiz bir olaydır. Bu haber, Dinar Depremi'nin yıkıcı etkisini ve nedenlerini derinlemesine incelemektedir.

1995 Dinar Depremi: Tektonik Hassasiyetin Bedeli 90 Can, 243 Yaralı ve 40.000 Hasarlı Konut

Dinar Depremi: Tektonik ve Karstik Faktörlerin Birleştiği Yıkıcı Etki

Ülkemiz, Alp-Himalaya kuşağının aktif bir bölgesine yerleşmiş olup, zaman zaman mal ve can kaybına neden olan şiddetli depremlerle sarsılmıştır. Bu depremlerden biri, 1 Ekim 1995'te Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yaşanmış olan ve geniş çaplı bir tahribata yol açmış olan talihsiz sarsıntıdır.

Bu etkili deprem, sadece Afyonkarahisar'da değil, aynı zamanda Denizli, Isparta, Burdur ve Uşak illerinde de hissedilmiştir. Geniş bir alanda etkisini gösteren bu sarsıntı neticesinde, özellikle Dinar ve yakın çevresinde çok sayıda yapıda ciddi hasar oluşmuştur. Bu nedenle, bu yer sarsıntısına tarih kitaplarından bildiğimiz "Dinar Depremi" adı verilmiştir.

Dinar Depremi, 6.1 magnitüd büyüklüğünde gerçekleşmiş ve Dinar'ı ve yakın çevresini önemli ölçüde sarsmıştır. Depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 90, yaralananların sayısı ise 243'tür. Ayrıca, yaklaşık 40 bin konut hasar görmüştür.

Bu depremin etkileri sadece insan yapılarıyla sınırlı kalmamış, doğal çevre de önemli değişikliklere uğramıştır. Tansiyon çatlakları, kaya patlamaları, akarsu yataklarında oluşan göçmeler ve kaynak sularındaki renk ve debi değişiklikleri, bunlara örnek olarak verilebilir.

Dinar ve yakın çevresinde meydana gelen bu depremin temel sebebi, bölgenin tektonik açıdan çok duyarlı bir alanda bulunmasıdır. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'nda da belirtildiğine göre, bölge 1. derecede deprem riski taşıyan bir alanda yer almakta.

Bu bölgede ana orografik hatları belirleyen ve tektonik çöküntü havzalarının sınırlarını belirleyen kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu fay hatları bulunmaktadır. Burada suya doygun alüvyonların ve bunun altında bulunan karstik oluşumların varlığı, depremin etkisini artırıcı faktörler arasında yer alır.

Bu tarihi deprem olayının, tektonik kökenli olduğu gibi, yer altındaki karstik boşlukların da etkisiyle daha da güçlendiği söylenebilir. Bu nedenle, Dinar depremi genellikle tektono-karst kökenli olarak kabul edilir.