Yavuz Sultan Selim'in Hüznü - Yasin ŞEN

TAKİP ET

Eğitimci-Yazar Öğretmen Dr. Yasin ŞEN hafta başı köşesinde Yavuz Sultan Selim'in Hüznü isimli yazısına yer verdi. İşte o yazı..

Şâir’in,

Rakibin ölmesine çare yoktur
Vezir ola meğer Sultan Selim’e


diye andığı Osmanlı Sultanları içinde haşin ve öfkeli bir padişah olarak bilinen Yavuz Sultan Selim ayrıca şair bir gönle de sahiptir. Kısa süren saltanatına rağmen tarihin en büyük zaferlerine kavuşmuş bu büyük hükümdâra atfedilen şu dörtlük, sahibü’l-seyf vel-kalem(kalem ve kılıç sahibi) olan padişahın gönlündeki rikkate bir delil olsa gerek:

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek
Şi’rler pençe-i kahrımdan olurken lerzân 
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek


(Bilmem ki felek gözbebeğime nasıl bir büyü yaptı! Gözyaşlarımı artırdı ve hatta beni kan ağlattı. Aslanlar benim kahrımın korkusundan titrerlerken, o felek beni âhû gözlü bir güzelin kölesi yaptı)

Hâdise Ziya Nur Aksun’un Osmanlı Tarihinde geçiyor. Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethetmiştir. Artık Kahire Memlüklülerin kılıç artıklarıyla yapılan şehir savaşlarına sahne olmaktadır.  Tomambay ve taraftarları Osmanlı ordusunun bu şekilde yenileceğinden ümidi kesmiş, Yavuz Sultan Selim’i şehit etmeye karar vermiştir. Bunun için uygun bir zaman ve zemin aranır.

O sırada sadrazam, Yavuz’un çok sevdiği ve itimat ettiği, üstelik padişaha çok benzeyen Yusuf Sinan Paşa’dır.  Bu kıymetli sadrazam padişaha çok benzetildiği için çadırında birkaç devlet adamıyla sohbet ettiği bir esnada şehit edilir. Yavuz Sultan Selim, bu hadiseden dolayı öyle müteessir olur ki, Paşa’nın ardından Yusuf ile Züleyha kıssasına da telmih olacak şekilde şu çok veciz cümleyi söyler:

“Mısır’ı aldık ama Yusuf’u kaybettik.”

yavuz sultan selim hüzün yasin yen