Gönül Dağı - Lokman Özkul

TAKİP ET

Eğitimci-Yazar Lokman Özkul yeni haftanın ilk gününde TRT 1 de cumartesi akşamları yayınlanan Gönül Dağı dizisini kaleme aldı.

Ekranların yüz akı denilebilecek, TRT 1 de cumartesi akşamları yayınlanan, Anadolu insanının karakteristik özelliklerini güzel bir senaryoyla izleyiciye yansıtan içimizi ısıtan sımsıcak, capcanlı bir dizi. Yönetmenliğini Yahya Samancı’nın yaptığı, Köprü Film yapımı dizinin yapımcılığını Ferhat Eşsiz yaparken, dizinin başrollerinde Taner karakteriyle Berk Atan,  Dilek karakteriyle Gülsim Ali, Zahide karakteriyle Ecem Özkaya ve Sefer karakteriyle Ferdi Sancar yer almaktadır.

Dizi, Yazar Mustafa Çiftçi'nin gün yüzüne çıkmamış öykülerinden televizyona uyarlandı. Sloganı da "Bozkırda bir Anadolu Masalı" olarak belirlenip izleyicinin gönlünde yer aldı.



Gönül Dağı; yapımcı yönetmen, oyuncu ve izleyicilere; aşırılıklar olmadan yani yasak aşk, aldatma, entrika, çıplaklık, argo küfür..  olmadan da dizi ve film yapılabileceğini gösterdi. Böyle diziler filmler reyting getiremiyor tezini de çürüttü. Hiçbir dizi ve yapım Gönül Dağı’nın yakaladığı reytingi yakalayamıyor. Survivor imiş, Sen Çal Kapımı imiş ve bunun gibi diğer yapımlar oldukça geride kalıyor. Gönül Dağı dizisine sahip çıkan izleyiciyi tebrik ediyorum. Bu tarz yapımlar devam etmeli ki, abuk sabuk yayınlardan beslenenler daha fazla insanımızın ahlaki değerleriyle oynayamasınlar.

Ciritçi Abdullah karakterine ayrı bir yer açmak isterim: Gün görmüş geçirmiş, hayat tecrübesi ile dolu, pişmanlıkları olan ama geçmişe takılıp kalmayan, insanlara hayat dersi veren, hayatın anlamını kavratmaya çalışan, amcaoğullarının dedesi, eski cirit ustası nam-ı değer Ciritçi Abdullah. Serdar karakteri başlarda o kadar bencil ve itici iken, hakikati arama yolculuğunda, Ciritçi Abdullah,  Serdar’ı belli bir kıvama getirdi ve mutedil bir insan ortaya çıktı sonuçta.



Anadolu insanına fırsat verildiğinde neler yapabileceklerinin göstergesidir aynı zamanda Gönül Dağı. Oradaki mucitler her ne kadar senaryo gereği de olsa, içimizde keşfedilmemiş mucitler ve kaşifler var, en azından onlara bir özgüven aşılar ve eserlerini ortaya çıkarmasına imkan sağlayabilir.

Gönül Dağı;  kendine has, çok tatlı bir anlatım tarzı olan bozkır dizisi. Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş’ın türküleriyle çok daha güzelleşiyor. Neşet baba, o eşsiz yorumuyla evlerimize misafir oluyor. Son zamanlarda her bölüm bir başka karakterin kendi hikayesini, kendi geçmişini kendi sesinden anlatımıyla başlıyor. Güzel düşünülmüş bir olay. Sonuçta herkesin bir hikayesi var ve  bu hikayeler en yalın haliyle izleyiciye aktarılıyor. Münir Başkanın hikayesini bilmeden onu yeterince tanıyabilir miydik? İç dünyasında kopan fırtınalardan haberdar olabilir miydik? Dizinin finalinde de,  bölümde yaşanan olayları yine bu anlatıcının kendi penceresinden, kendi bakış açısıyla didaktik, dramatik bir anlatımla yorumlamasına şahit oluyoruz, bu da izleyiciler arasında gözyaşlarının dökülmesine neden olabiliyor. Olumsuz bir durum değil tabii ki. Kalp yaşarmayınca göz ağlamazmış.

Sonuç olarak; her bölüm başka bir karakterin ön plana çıkması, onun hikayesinin işlenmesi sayesinde, dizi iki kişinin aşk hikayesinin anlatıldığı klişe Türk dizilerinden sıyrılıp bir anda 25-30 karakterin başrolde olduğu kendine özgü bir yapıya dönüşüveriyor.

Evet Türkiye Gönül Dağı’nı sevdi, kendinden bir şeyler buldu dizide. Saflığı, sıcaklığı, masumiyeti, akraba ilişkilerinin kuvvetli bağını, menfaatin arka plana atılmasını, garezsiz hasedsiz insanların birbirine sahip çıkışını bu dizide birlikte yaşadı.

İnşallah Gönül Dağı uzun soluklu bir dizi olur, bu yapıma da Arka Sokaklar dizisinin ömrünü diliyorum.

Yazımı dizinin sevimli karakteri Ramazan’ın, birlik beraberlik içeren şu sözleriyle noktalıyorum:

‘HİÇ Mİ OMUZ OMUZA VERMİŞ BİR MİLLET GÖRMEDİNİZ’’

Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar