Çatalpınar'da Derlenen Maniler - Yasin Şen

TAKİP ET

Eğitimci Yazar Yasin Şen köşesinde memleketinde derlediği bazı manilere yer verdi

        Bu yazıda memleketimde derlediğim bazı manilere yer vermek istiyorum. Çatalpınar-Güney Mahallesi’nde derlenen Ramazan manilerinde aslında insanların hayata yaklaşımına dair izlere rastlamak mümkündür. Bunların içinde bazen sanat değeri olan şeyler de çıkar. Aşağıdaki maniler belki söyleyiş bakımından değil fakat mana bakımından böyledir:

Çarşıda çıra yanar

Gittikçe ırak yanar

Sevdaluk bir şey değil

Arada yürek yanar

*

Elifin hecesi var

Gündüzün gecesi var

Seversen kızdan sev

Gelinin kocası var

Fakat manilerin en önemli tarafı sosyal hayatın bazı yönlerini, bir hasreti, bir teamülü ortaya koymalarıdır. O sebepten sosyal bilimcilerin bu türden eserleri ihmal etmemesi gerekir. Köyümüzün manileri genelde evlilik ve kız isteme gibi konular etrafında dönüp dolaşır. Hele şu maniye bir bakın:

Yaylalarım düz olsa

Koyunlarım yüz olsa

Yüz koyunu güderim

Arkadaşım kız olsa

Bunlardan bazıları ise yine bu konular etrafında dönmekle beraber işi biraz da muzipliğe vururlar:

Karpuz kestim sulandı

Kafam gözüm bulandı

Kırılacası kollarım

İnce bele dolandı

*

İnce çubuk bel verir

Tepesinden gül verir

El uşağı değil mi

Sever sever koyverir

*

Ha buranın ekini

Tuttum kızın tekini

Ormandan yol açarım

Kızlarınan kaçarım

*

Ah dedem sağ olsaydı

Yanımızda olsaydı

Bir karlı dağ idi

Arkamızda olsaydı

Köyün manilerinin bunlardan ibaret olmadığı, birçoğunun zaman içinde unutulduğu bellidir. Ancak derleyebildiklerimi buraya kaydedebildim. Köydeki manilerin genelde ramazanlarda veya bayramlarda söylenen manilerden oluştuğu görülmektedir. Bu manilerden zaman zaman karşılaştığım örnekler şöyledir:

Uyanın ağalar uyanın

Arife bayram edelim

Arife bayram aşkına

Çıkalım cennet köşküne

*

Dömbelek çalmaya geldim

Bavşiş almaya geldim

Bavşiş değil muradım

Ağaları görmeye geldim

*

Dömbeleğin içi tekir

Bana derler Molla Bekir

Getirirsen börek getir

Getirmezsen para getir

*

Akşamdan geldim kapına

Selam verdim yapına

Selamımı almazsan

Daha gelmem kapına

*

Eski cami direk ister

Söylemeye yürek ister

Benim karnım toktur amma

Arkadaşım börek ister

*

İstanbul’dan gelen Tatar

Kamçısını göğe atar

Şimdi benim … abim

Bana bir binlik atar

*

Ey murşular murşular

Yeni çıktı turşular

Eller bahşiş veriyor

Siz de verin komşular

*

Şekerim var ezilecek

İnce dölbent(ten) süzülecek

Çok bekletmen ağalar

Çok yerim var gezilecek

*

Mezarlıktan geçerken

Fenerimi taşladılar

Ben kapıya varınca

Kan uykuya daldılar

*

Uyanın ağalar uyanın

Arife bayram edelim

Arife bayram aşkına

Çıkalım cennet köşküne

*

Bahçelerde bul beni

Verem ettin sen beni

Nasıl verem olmayım

Eller seviyor seni

*

Dere geliyor dere

Gumunu sere sere

Al götür beni dere

Yarimin olduğu yere

*

Irmak geçtim dışı yok

Yüzük buldum gaşı yok

Aha bu köyün içinde

Sevdiğimden başkası yok

*

Fasulye turşusuna

Geçerim garşısına

İnsan böyle eder mi

Gapı bir gomşusuna

Bu son maniler özellikle Ramazanlarda söylediğimiz manilerdir. Biz küçük yaşlarımızda özellikle Burhan, Samet ve Yakup’la sahurdan önce kalkar ve köyde, İnedirli’de, Kilköyü’nde dömbelek çalardık. İlk dömbeliğimizi Mengil Dayım yapmıştı. Sonra onu örnek alarak biz birkaç sene boyunca kendi dömbeleklerimizi yapar olduk. Bunun için eski bir elek kasnağı, hortum, tel, muşamma ve pense yeterliydi. Bu kadar basit düzenek işimizi bir Ramazan boyunca görürdü.

Bu Ramazan manilerinde dikkati çeken şeylerden birisi de börektir. Ramazan’ın en önemli ve insanı tok tutan hamurişlerinden olduğu gibi börek bizim köyün özellikle Saz ahalisinin de en çok sevdiği hamurişidir. Fındık toplarken özellikle börek yapılmasına dikkat edilir.