Yeniden Refah Partisi 16 Mart Dünya Vicdan Günü Mesajı

TAKİP ET

Yeniden Refah Partisi Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanlığı 16 Mart Dünya Vicdan Günü Mesajı yayınladı. Her yıl 16 Mart olarak kabul edilen Dünya Vicdan Günü ile bütün insanlığın ortak değeri  olan vicdan duygusuna ve vicdanın önemine vurgu yapılıyor.

Her yıl 16 Mart olarak kabul edilen Dünya Vicdan Günü ile bütün insanlığın ortak değeri  olan vicdan duygusuna ve vicdanın önemine vurgu yapılıyor. 16 Mart Dünya Vicdan Günü 2003 senesinde yaşanan üzücü bir olaya dayanıyor…

Rachel Corrie, Gazze Şeridi’nde Filistinlilerin evlerini yıkmak üzere harekete geride bıraktığımız İsrail işgal güçlerine ait buldozerlerin önüne geçerek durdurmaya çalışırken, kasıtlı olarak ezilen ve hayatını kaybeden ABD vatandaşı bir aktivistti.

Rachel Corrie, bu kalpsizleşen dünyanın vicdanı olmuştur. Rachel Corrie, evrensel vicdanın sesi olmuştur.

Vicdan, Allah'ın insana doğru yolu göstermekle görevlendirdiği rahmani bir güçtür. Yaşamının son anına kadar, nefsinin kötülüklerine, şeytanın kışkırtmalarına ve Kuran dışı her türlü tavra karşı insanı ikaz edip korkutur. Ona, Allah'ın razı olacağı tavrı, Kuran’a ideal olan davranışları ilham eder. Karşılaştığı her olayda vicdanının sesine kayıtsız koşulsun uyan bir insan, içten imanı yaşamış olur. Nefsiyle çatışsa ya da zorlukla karşılaşsa da, vicdanlı davranmaktan ödün vermemesi Kuran ahlakının bir gereğidir.

İşte bu amaçla içten imanı yaşam sürdürmek isteyen bir kimse ilk önce vicdanını gereği gibi kullanıp kullanmadığını gözden geçirmelidir. Eğer vakit vakit vicdanını durdurabiliyor, ondan gelen sese kulak vermiyor ve bile bile nefsinden yana tavır koyabiliyorsa bu durumda vicdanını Kuran’a ideal şekilde kullanmıyor demektir. Daha da önemlisi “Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. Kendi mazeretlerini meydana atsa bile.” (Kıyamet Suresi, 14-15) ayetleriyle de bildirildiği gibi, her insan kendine fısıldanan sesin vicdan olduğunu ve bu sesi hangi mazeretleri öne vakitrek bastırdığını bilir.
Vicdan insan amacıyla büyük bir nimet ve rAhmettir.
Kendisi nefsine kapılacak olsa bile vicdanı kapılmaz, kendi içtenyetsizliğe meyletse, şeytana uyacak olsa, vicdanı gene de uymaz. Kısacası insan bilerek ya da bilmeyerek hata yapabilir, ama vicdanı katiyen doğru yoldan şaşmaz, Allah'ın izniyle katiyen hata yapmaz.
Ancak vicdan körelebilir. Eğer insan vicdanı kendisini doğru yola çağırdığı durumda bu sese karşı vurdumduymaz bir tavır gösterirse, vicdanının sesini devamlı olarak bastırmayı bağımlılık durumuna getirirse bu durumda onun etkisini zayıflatmış ve vicdanını köreltmiş olur. 
Vicdan gene bireyi ikaz edip doğruya çağırır, ama o bundan sonra bu sesten etkilenmeyecek, onu dinlemeyecek ve önemsemeyecek duruma gelmiştir. Dolayısıyla da bir müminin vicdanının kabul etmeyeceği pek çok tavır ve davranış, rahatlıkla bu bireyin vicdanından geçebilmeye başlar. Bu insan Allah'ın beğenmeyeceği, Kuran’a ideal olmayan bir davranışta bulunup, şeytanın ardı sıra giderken bundan sonra vicdan azabı duymaz olur. Kuran dışı bu tavrı, içersinde hiçbir sorun duymadan rahat rahat yapabilecek duruma gelir.
Bu amaçla içten imanın yaşanması amacıyla insanın ilk önce Kuran’a ideal bir vicdan duyarlılığı elde etmesi gerekir. Bu ise bireyin Allah'ın korkusunu artırması ile olası olur. Kişi, Tanrı’ın her an her yerde kendisini görüp duyduğunu, bütün yaptıklarını Tanrı’ın Kendi katında gizli tuttuğunu, kendisini bunlardan hesaba çekeceğini derinlemesine düşünmelidir. Ölümün an sorunu olduğunu, bir vakit sonra kendisini Tanrı’ın huzurunda hesap verirken bulabileceğini ve şayet Allah'ın bildirdiği ahlakı göstermemiş, vicdanını gereği gibi kullanmamış ise ebedi cehennem azabıyla karşılaşabileceğini açık bir şuurla kavramaya çalışmalıdır. Eğer Kuran’ın bu önemli gerçeklerini tam manasıyla kalbine sindirirse, vicdanındaki bu körelme konumunu kuvvetli bir vicdan duyarlılığına bırakacaktır. Vicdandaki bu hassasiyet ile eş güdümlü kişi, her an denk geldiği her olayda vicdanının sesini dinleyerek Kuran ahlakına ideal yaşayan, içten iman sahibi bir insan durumuna gelecektir.
Bu itibarla, Milli Görüş davamızın merhum lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN hocamızın vicdanlı bir toplum ve vicdanlı bir dünya kurma hayalini D-8 ile birlikte yapmak istese de maalesef D-60 vizyonuna ulaşamamıştır. Peki neydi D-8 lerin hedefi ; 
⦁    Savaş değil, barış,
⦁    Çatışma değil, diyalog,
⦁    Çifte standart değil, adalet,
⦁    Üstünlük değil, eşitlik
⦁    Sömürü değil, âdil düzen,
⦁    Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, Hürriyet ve demokrasi.

Bu münasebetle mübarek üç ayların ve DÜNYA VİCDAN GÜNÜ’nün bütün dünyanın refahına vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum. Saygı, sevgi ve hürmetlerimle

Hatice GENİŞ  - Yeniden Refah Partisi  -Afyonkarahisar - İl Kadın Kolları Başkanı