Yasin Şen yazdı: Çatalpınar'dan Atasözleri

TAKİP ET

Eğitimci-Yazar Dr. Yasin Şen köşesinde Çatalpınar'dan Atasözlerine yer verdi.

Anadolu’nun en önemli irfani birikimlerinden birisi atasözleri ve deyimlerdir. Bu sözler uzun uzadıya anlatılacak konuları bir çırpıda ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyması, bir tecrübenin nihayetinde belirmeleriyle dikkat çekerler.

Bir yöreye özgü atasözü ve deyim olabildiği gibi bunların Türk kültüründe çok tanınmış olanları ve bu yüzden kaynak eserlerde yer almayanları da vardır. Ben kaynaklarda rastladığım veya rastlayamadığım bazı atasözlerini Anadolu’nun muhtelif yerlerinde görev yaptıkça derlemeye çalıştım. Aynı şeyi memleketim Çatalpınar için de burada bulundukça yapmaya çalıştığımı söyleyebilirim. Fark ettim ki, bunların bazıları atasözleri ve deyim kitaplarında yer almıyor.

Bu sözlerin toplu olarak burada verilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum. Bu atasözlerinin bazıları kaynaklarda, bazen olduğu gibi bazen de biraz farklı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunların çok az bir kısmı ise sadece yöremizde duyduğum atasözleridir. Burada ilçede karşılaştığım her atasözüne mümkün mertebe yer vermeye çalıştım:

Açın goynunda çörek eğlenmez.

Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.

Al ödenür, sat tükenür.

Ala ineği gören içi dolu yağ sanırmış.

Arpanın sıkından seyreği iyidür.

Atan armut erken olur.

Az yemeğin duası çok olurmuş.

Baba oğluna bir bağ vermiş, oğul babaya bir salkım üzün vermemiş.

Badi kazın adı ham kiraza kadar çıkarmış.

Balık demiş ki, “Etimi yiyen onmasın, beni avlayan onmasın.” demiş.

Bereketin neyde olduğu belli olmaz.

Boş durmaktan bedava çalışmak iyidür.

Camışlar (Kömüşler) çorağa yatmış. Hem yatmış hem de güneş açmış!

Çatal gazuk yere girmez.

Çocuk gısmının yetmiş yedi türlü oyunu varmış. Her gün birini oynamazsa çatlarmış.

Deli deliyi görünce dayağı saklarmış.

Diş yaran çocuk “Anam beşiğimi satsa da bana soğan alsa!” dermiş.

Elün gapağı galun olur.

Emanet malın yanında şeytan hazır beklermiş.

Evli adamın okuması yüklü eşeğin otlaması gibidir.

Gaçan balık büyük olur.

Geçinin inekliği salatanın yimekliği olmaz.

Geçti cicim ayları, geldi sıçım ayları!

Gelin ata binmiş de “Ya nasip!” demiş.

Gelin ata binmiş. Düşmüş. ‘Ben de bir daha evlenirsem ata ata nasıl binileceğini bilirim.” demiş.

Gençliğinde taş taşı, ihtiyarlığında ye aşı.

Gönül gocamaz (“Gönül gocar mı?” şeklinde de söylenir. Bu söz Âşık Veysel’in “Ben gocadım sen genceldin gönül.” sözleriyle büyük uyum gösteriyor).

Günde bir gün geçer.

İnsanın aşısı sözle, bitkinin aşısı gözle yapılır.

Kar da beyaz emme üzerine köpek sıçıya.

Kazana bulaşırsan karası bulaşır, insana bulaşırsan belası bulaşır.

Kısmetten çıkan ördek göt üstü yüzermiş.

Kork zemherinin beşinden, öküzü ayırır eşinden!

Köpeklerin dalaşı tilkiye yararmış.

Mart ayı, dert ayı!

Misafir on kısmetle gelir. Birini yer, dokuzunu bırakır.

Nazar insanı mezara, hayvanı pazara kadar götürür.

Ne yimiş gibi oldum, ne görmüş gibi, ne gezmiş gibi…

Nisan’ın beşinde kar yağar.

Oğlum oldu gülüm oldu, everdim elin oldu, ayırdım komşum oldu.

Oyunda ağlayanın başı kel olur.

Öküz ineğe demiş ki, “Yalı çabuk ye, çifte gidecen!”. İnek de “Onu söyleyen gider.” demiş.

Pencerenin gapağı galın da buğusu dışarıya çıkmaz. (Özellikle derdini tasasını dışarıya belli etmeyen kimseler için söylenir.)

Söğütle kavak “Bana güvenip de kışa girmeyin.” demiş.

Su içene yılan bile dokunmaz.

Su küçüğün yol büyüğün.

Su yedi kere yuvarlandığında temiz olur, derler.

Suçu gelin etmişler, hiç kimse almamış.

Yapılan iş güzel olur.

Yılanla boy ölçüşürken solucanın beli kopmuş. (Zenginle fakirin boy ölçüşemeyeceğini anlatmada kullanılır.)

Yasin ŞEN yazdı: Çatalpınar Yöresinden Halk İnanışları