PARSAK : TÜRK MİLLETİ, HAİNLERE GEREKLİ CEVABI VERDİ

TAKİP ET

Bildiğiniz gibi ülkemiz ve 15 Temmuz akşamı devletimiz, FETÖ terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki uzantılarının başrol oynadığı bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır. Çok şükür bu darbe girişimi, Türk Milleti'nin insiyatif alması sonucu başarısız olmuş, Türk Milleti, hainlere gereken cevabı vermiştir.

EN AŞAĞILIK, EN ACIMASIZ DARBE

Ancak bu sırada darbecilere karşı mücadele veren birçok vatandaşımız, askerimiz ve poisimiz şehit düşmüş, birçok vatandaşımız yaralanmıştır. Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Bu darbe girişimi, siyasi geçmişimizdeki başarısız darbe girişimleri içerisinde en aşağılık ve en acımasız olanı olarak tarihteki yerini almıştır. Çünkü bu girişimde sivil halkın üzerine birçok yerde ateş açılmış ve düşman ülkelerin bile yaklaşamadığı, Türk Milleti’nin iradesinin yegane tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de bombalarla saldırılmıştır.

 

ÜLKÜCÜLERİN TAVRI NET: TÜRK MİLLETİ’NDEN YANA

Milliyetçi Hareket Partisi ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, hain darbe girişiminin ilk başladığı andan itibaren tarafını Türk Milleti’nden yana belirlemiş, Türk Milleti’nin verdiği oylar ile görev başında bulunan meşru hükümetin arkasında olduğunu kararlı bir şekilde ifade etmiştir.

 

Darbelerden en çok zarar gören Milliyetçi – Ülkücü hareketin fertleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne olan inancını, her kritik noktada olduğu gibi bu hain darbe girişiminde de bir kez daha net bir şekilde ortaya koymuştur.

 

OHAL’E DESTEK VEREN TEK MUHALEFET PARTİSİ MHP OLMUŞTUR

Partimiz, darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal (OHAL)’e de destek veren tek muhalefet partisi olmuş, darbeden ve darbecilerden her platformda hesap sorulmasını dilemiştir.

 

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında siyasette de bir arada hareket etme refleksi gelişmiş, HDP hariç olmak üzere Meclisimizde grubu bulunan siyasi partiler, Cumhurbaşkanı ve hükümet ile temaslarda bulunmuş, darbe girişiminin karşısında olduklarını belirtmiştir.

 

PKK TERÖRÜ, KANLI EYLEMLERİNE DEVAM EDİYOR

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL ilan edilmiş ve bunu takiben gerek Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde gerek kamuda çalışmakta olan birçok kişi açığa alınmış hatta son günlerde gerçekleştirilen işlemlerle bunlardan birçoğu görevlerinden ihraç edilmiştir.

 

Diğer yandan yine 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında PKK terörünün, kanlı eylemlerini sürdürdüğü gözlemlenmekte, hergün gelmeye devamedenşehitlerimiz yürekleri dağlamaktadır. PKK’nın bu hain saldırılarında şehit olan askerlerimize tekrar başsağlığı diliyor, yakınlarına ve Yüce Türk Milleti’ne Yüce Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum.

 

PKK VE FETÖ TERÖRÜ, KOORDİNELİ HAREKET EDİYOR

Anlaşılan o ki, Türkiye’nin baş belası iki terör örgütü FETÖ ile PKK koordineli bir şekilde hareket etmekte, ülkemiz dört bir yandan kuşatılmak istenmektedir. Türkiye, ne yazık ki büyük saldırıların ve provokasyonların etkisi altındadır. MHP olarak uzun zamandır uyarısını yaptığımız olaylar, altyapı ve planlama safhasından sonra ne yazık ki hain eller tarafından uygulamaya geçirilmeye çalışılmaktadır.

 

MİLLİYETÇİ-ÜLKÜCÜ HAREKETE ARTIK KULAK VERİLMELİ

Yıllar önceden başlayarak hükümeti, FETÖ ve “çözüm” adı altında yürütülen “ihanet süreci” konularında defalarca uyaran ancak her seferinde eleştiri yağmurlarına maruz kalan Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, bugüne geldiğimizde yine haklı çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha fazla zarar görmemesi için artık Milliyetçi – Ülkücü Hareketin uyarılarına kulak verilmelidir.

 

PKK terörü, 15 Temmuz darbe girişimi sonucunda ortaya çıkan ortamdan sonuna kadar faydalanmaya çalışmakta iken devletimiz bir an önce toparlanmalı ve Türk Milleti’nin bekasına yönelik her türlü terörle sonuna kadar mücadele etmelidir.

 

GELİNEN NOKTADA İKTİDARIN SORUMLULUĞU İNKAR EDİLEMEZ

Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki, yangın yerine dönmüş ülkemizde, MHP olarak sorumlu muhalefet anlayışımız gereği olağanüstü hal başta olmak üzere FETÖ ve PKK terörüyle mücadeleyle ile ilgili konularda hükümete sonuna kadar destek olmamıza rağmen AKP hala farklı hayaller ve hedefler peşinde koşmaktadır.

 

AKP iktidarlarının yıllar önceden başlayan yanlış politikaları nedeniyle PKK ve FETÖ terörü büyük mesafe almış ve terör örgütleri hem kamuda, hem belediyelerde hem de askeriyede mevzi kazanacak noktalara gelmişlerdir. Bu kadar vatan haininin, devletin bu kadar derinine bu kadar fazla sayıda sızmış olmaları noktasında hükümetin sorumluluğu inkar edilemeyecek düzeydedir. Bugün milletçe yaşadığımız acıların temelinde bu ihmaller ve ihanetlerin yer aldığı unutulmamalıdır.

 

KUTLU MÜCADELE SULANDIRILMAMALI

Bu nedenle iktidar, Türkiye Cumhuriyeti’ne kini olan, hıncı olan terörist yapılara karşı yürütülen kutlu mücadeleyi sulandırmamalı, siyasi rant malzemesi haline getirmemelidir. İktidar tarafından bugüne kadar gösterilmeyen devlet ciddiyeti artık yönetime hakim olmalı, ülkemizi ve devletimizi güçsüz gören kötü niyetli yapılar bir an önce ortadan kaldırılmalıdır.

 

Hükümet, bu aşama sonrasında yapacaklarına çok dikkat etmeli, günü kurtaran kısa vadeli pansuman tedbirleri bir kenara bırakarak samimi bir şekilde çözüme yönelmelidir. AKP, Türkiye Cumhuriyeti’nin, tarihinin en büyük tehlikelerinden birisi ile daha karşı karşıya olduğunu unutmamalı, milli birliğimize yönelik tehditlerin giderilmemesi halinde  ülkemizin, telafisi imkansız zararlar ile karşı karşıya kalabileceğini hatrından çıkarmamalıdır.

 

“ORDU-MİLLET BİRLİĞİ” VE “DEVLET-ORDU GÜVENİ” YENİDEN TESİS EDİLMELİ

FETÖ terörüyle mücadele edilirken PKK terörü ikinci plana atılmamalı, “Ordu-Millet birliği” ile “Devlet-Ordu güveni” ivedilikle yeniden tesis edilmelidir. Bu noktada, yeni bir kalkışma olabileceği iddiasıyla özellikle de terör bölgesindeki askeri birliklerin kapısındaki belediye araçları kaldırılmalı, bu noktada dün gece Tatvan’daki olaylara benzer provokasyonların yaşanması engellenmelidir. Hatırlayacağımız gibi dün gece Tatvan’da önce teröristlerin bir yük trenine saldırdığı iddiası gündeme getirildi ve hemen ardından askeri birliklerde hareketlilik olduğu iddiasıyla milletimiz sokağa döküldü.

 

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ YIPRANDIKÇA, TÜRK MİLLETİ YIPRANIR

İçinde bulunduğumuz terör ortamında güçlü bir orduya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri yıprandıkça, Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıpranacağı asla unutulmamalıdır. Şu anda farklı cephelerde ve farklı şekillerde PKK ve FETÖ terörüyle boğuşan Türk askerinin moral ve motivasyonu her şeyin önünde tutulmalı, vatanı ve milleti için gözünü kırpmadan toprağa düşmeye hazır yiğitlerimize gereken ilgi gösterilmelidir.

 

DEVLET CİDDİYETİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE TUTULMALI

Diğer yandan Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere yönetim kademelerinde yapılan keskin değişiklik ve düzenlemelerde kolaya kaçılmamalı, onlarca yıl sonrasını ilgilendiren bu önemli konularda istişare mekanizması hayata geçirilmelidir. Türk Milleti’nin ve Türk ordusunun iki bin yıllık askeri tecrübesi ve binlerce savaş sonrası edinilen çalışma esasları hiçe sayılmamalı, devlet ciddiyeti her şeyin üzerinde tutulmalıdır.

 

GÖREVDEN ALMA İŞLEMLERİNDE ADALETLİ OLUNMALI

Benzer şekilde adeta bir “cadı avı” izlenimi oluşturan kamu çalışanlarının açığa alınması konusu da şeffaf bir şekilde irdelenmeli, kurunun yanında yaşın yanmasına müsaade edilmemelidir. Bir belediyede, bu şekilde açığa alınacakların listesini yapan yöneticinin kendisi, daha birkaç gün önce yine aynı konuyla ilgili olarak açığa alınmıştır. Tarafgirlik ve kolaycılık izlenimi veren bu tür davranışlardan kaçınılmalı, milletimize karşı “devlet” hassasiyeti ile yaklaşılmalıdır.

 

Yüce Türk Milleti’nin her koşul altında zoru başaracağına dair olan inancımı tekrarlıyor, siz kıymetli basın mensuplarımıza teşekkür ediyor, sizin nezdinizde Saygıdeğer Afyonkarahisarlı hemşehrilerimi saygılarımla selamlıyorum.