Otomotiv Tedarik Endüstrisinin Geleceği konferansı düzenlendi

TAKİP ET

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) iş birliği ile düzenlenen 'Otomotiv Tedarik Endüstrisinin Geleceği' konferansında; dünya çapında mühim bir değişimden geride bıraktığımız sektörün geleceği mercek altına alındı.

OİB ile TAYSAD’ın Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteği sayesinde çevrimiçi olarak düzenlediği “Otomotiv Tedarik Endüstrisinin Geleceği” konferansı; “Tedarik Sanayinin Geleceğini Yeniden Tasarlamak” mottosuyla gerçekleştirildi. Konferans; Türkiye’nin yanı sıra dünyadan da mühim bir isme ev sahipliği yaptı. Bu kapsamda etkinliğe; kariyeri süresince Adam Opel AG, Porsche AG, Peugeot Almanya ve Citroën Almanya gibi kuruluşlarda üst seviye görevlerde bulunan, halen Duisburg-Essen Üniversitesi’nde kurucusu bulunduğu Otomotiv Araştırmaları Merkezi’nin (CAR) yöneticiliğini yapan, Almanya’da otomotiv sektörünün lider düşünce önderlerinden Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer katıldı. Türkiye Otomotiv Projesi Almanya Lideri Alper Kanca moderatörlüğünde gerçekleşen konferansta; dünya çapında büyük bir değişim sürecinden geride bıraktığımız sektördeki ilerlemeler mercek altına alındı.

Konferansın açılışında konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, otomotiv endüstrisinin büyük bir süratle bugünkünden değişik bir endüstriye dönüştüğünün altını çizdi. Dönüşümün tedarik endüstrisi yönünden risk ve fırsatları yanında getirdiğini kaydeden Çelik, “İçten yanmalı motor ile çalışan vasıtalarda sarfedilen pek çok aksam ve parça; elektrikli ve otonom vasıtalarda kullanılmıyor. Sektör ile bağlantılı birtakım iş alanları ortadan kalkıyor fakat yeni iş alanları da meydana çıkıyor. Dönüşen sektörde rekabetçiliğimizin korunabilmesi amacıyla tedarikçilerimizin de bir an evvelce bu prosese hazırlanmaları çok mühim. Boston Consulting firmasının yaptığı bir incelemeye göre; Avrupa’da samimi yanmalı vasıtalara parça yapan şirketlerde 500 bin kişilik istihdam kayıbı oluşacak, buna karşılık yeni kuşak sıfır emisyonlu vasıtalara tedarik gerçekleştiren şirketlerde 300 bin kişilik istihdam sağlanacak. Yani otomotivde yaşanan dönüşüm sonucunda yaşanacak istihdam kayıbının bir bölümü yeni iş alanları ile telafi edilebilecek. Bu amaçla yeni meslek alanlarında uzmanlaşmanın teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması ehemmiyet taşıyor” diye konuştu.

TAYSAD Başkanı Albert Saydam da “Kurumlar arasında sinerjinin güzel bir örneği meydana çıktı. Bu iş birliğini genişleteceğiz. Verilen veriler çok değerli. Otomotiv sanayi, dünyanın hareketli en hareketli sanayilerinden… Yapay zekâ, otonom sürüşler ve elektrikli vasıtalardan ötürü bir dönüşüm içerisindeyiz. Yeni bir zaman, yeni kurallar, yeni bir konsept… Dünya sıksık değişiyor. Daha çok bilinmezle karşı karşıyayız” dedi.

Türkiye Otomotiv Projesi Almanya Lideri Alper Kanca ise “Bu iş birliği TAYSAD ve OİB arasındaki çalışmanın bir ürünü. İki senedir bilhassa Almanya, Fransa ve İngiltere odağında iş birlikteliklerimizi ve ihracatımızı çoğaltmak adına çalışmalar yapıyoruz. Bu da Almanya ile alakalı yaptığımız ortak işlerimizden biri” açıklamasını yaptı.

Etkinlik; Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer’in konuşması ile devam etti. Otomotivde dönüşüm konusu ile alakalı yaptığı çalışmalarla ilgi çeken, Alman ekolünün ünlü ismi Prof. Dr. Dudenhöffer, “Otomotivdeki değişim tahminimizden çok süratli. Bütün endüstrinin bu değişime süratli bir şekilde adapte olması gerekiyor. Geç kalan, kaybeder” dedi. İklim değişikliğinin otomotivdeki dönüşümün tetikleyicisi bulunduğunu altını çizen Dudenhöffer bu değişimi “bir devrim” olarak tanımladı. “Elektrikli vasıta satışı sasenearı Çin’de ve Avrupa’da artıyor” ifadelerini kullanan Dudenhöffer, şu açıklamaları yaptı: “Büyük bir dönüşüme gidiyoruz. Nelerin değişeceğinin çok azını görüyoruz. Bir devrimden söz edebiliriz. Bu suni zekânın devrimi olacak. Yapay zekâ ve otonom süreci, değişik bir devre yaşatacak ve vasıta anlayışımızı değiştirecek. Eskiden müşteri aracı alıyor, 5-6 sene kullanıyor, satıyordu. Gelecekte ise vasıta aboneliği olacak, aylık taksit ödeyeceğiz. Her şey dijital, vasıta kapımızın önünde olacak ama bütün riskler, beklenmeyen onarım işleri, sigorta gibi bütün masraflar aylık abonelik ücretinin içersinde olacak. İnsanların arabaya karşı anlayışı, satış sistemleri, yedek parçalar gibi pek çok şey değişecek.”

İçten yanmalı motorlu vasıtaların satışının 2050’de çok azalacağını altını çizen Prof. Dr. Dudenhöffer, Türkiye’nin bu süreçten kazançlı çıkabileceğini söyledi. Dudenhöffer, şu açıklamaları yaptı: “İçten yanmalı motorlu vasıtaların satışı 2030’a kadar yüzde 70 düşecek. Bu alandaki tedarikçiler bugüne kadar bir şey yapmadıysa, esasen geç kalmış demektir. Ne kadar süratli bir şekilde buna uyum sağlarsak o kadar iyi olur. Bu süreçte 500 bin bireyin işini kaybedileceği konuşuluyor ama çok daha çok yeni istihdam da sağlanacak. Ben bu hali Türkiye amacıyla büyük fırsat olarak görüyorum" dedi.