Milat Gazetesi yazarı Mehmet Nuri Yardım Tgrt'ye yüklendi

TAKİP ET

İŞTE O YAZI

Son dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı'na ve başkan Görmez'e yönelik haksız eleştiriler ve yıpratıcı paylaşımlar yapılıyor. Oysa Diyanet'in yaptığı hizmetleri görmemek için kör olmak lazım 

Türkiye'de Anadolu Ajansı, TRT, TİKA, Yeşilay, Basın İlan Kurumu, Yunus Emre Enstitüsü ve Diyanet gibi köklü, hayırlı ve ciddi müesselerimiz vardır. Bu müesseselerin faaliyetlerini bilmek, anlatmak ve yazmak gerekiyor. Dikkat ediyorum, Türkiye'nin gelişmesini, büyümesini, ilerlemesini istemeyenlerin büyük bir kısmı bu kurumları haksızca ve insafsızca yıpratmaya çalışıyor. O halde kurumlarımıza daha çok sahip çıkmamız gerekiyor. Geçenlerde kültür camiasının ‘ağabey'lerinden biri ile konuşuyoruz. Söz TRT'den açılmışken baktım ki hâlâ 1980'lerde kalmış. Bu müessesemizde meydana gelen güzel değişimi, yeniliği ve muazzam hizmetleri ya bilmiyor veya takip etmiyor.

Devletimizin medar-ı iftiharı diyebileceğimiz müesseselerinden biri de şüphesiz ki Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı 'dır. Bu kuruluşumuzun devâsâ hizmetlerini bir yazıda anlatabilmek zor. Ama en azından birkaç madde halinde hatırlatmakta fayda var. Zira “Hâfıza-i beşer nisyan ile maluldur.” ve ne yazık ki toplum olarak yapılanları unutmaya meyilliyiz. Öyleyse ana başlıkları sıralayalım:

Türkiye'de yüzbinlerce caminin, mescidin, ibadet mekânının kurulması, inşası, ihyası ve hizmetlerini sürdürmesi Diyanet sayesinde olmaktadır. Bu ibadet mahallerinin görevlileri, Diyanet tarafından tayin ve takip edilmektedir. Bu da yüzbinlerce imam, müezzin, hatip, vaiz ve müftü demektir.

Çocuklarımız, bilhassa yaz aylarında Allah'ın kelâmı Kur'an-ı Kerim'i bu müesseselerimizin düzenlediği kurslar sayesinde öğrenebiliyor. Okumayı sökenler, ‘Tecvit'ile bilgilerini geliştirmektedir. Bu dersler hep devam ediyor.

Diyanet, son dönemde sağlam bir duruş sergilemekte ve toplumu kucaklayan bir anlayışla hizmetlerini sürdürmektedir. Sadece 15 Temmuz'da “selalar okutarak” yaptığı hizmet, kanaatimce ihanet örgütüne ve yardakçılarına karşı vurulmuş en büyük tokatlardan biri olmuştur.

Diyanet sadece Türkiye'de değil,  dünyanın dört bir tarafında da hizmetlerini sürdürüyor. Yeryüzünün pek çok yerinde Türkbayrağını dalgalandırıyor. Cami bulunmayan ülkelere mabet inşa etmekte, mazlum coğrafyanın yoksullarına yardım elini uzatmaktadır. Faaliyetleri giderek genişlemekte, hızla büyümektedir.

Diyanet'in edebiyata katkısı

Diyanet uzun yıllardan beri yaptığı neşriyat ile de göz doldurmaktadır. Binlerce kitabı kültürümüze armağan eden kurum, her geçen gün yeni kitaplar yayımlayarak irfanımızı ve medeniyetimizi zenginleştirmektedir. Bu yayıncılığın yanısıra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere kurduğu kitabevleri ile de hizmeti vatandaşımızın ayağına kadar götürmektedir. Diyanet, Türkiye'deki çeşitliliği gözönünde bulundurarak bir çok İslam âliminin ve tasavvuf büyüğünün dinî eserini kaliteli ve ucuz şekilde basarak milletimizin bu ihtiyacını gidermektedir. Kitabevlerinin sayısı giderek artmakta, kurduğu dağıtım ağı ile de kitabı her noktaya taşıma gayreti taşımaktadır. Türkiye'nin köklü dergilerinden Diyanet, yaygın bir şekilde çok okunmaktadır.

İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), Diyanet'in haklı olarak övünebileceği muhteşem bir müessesedir. İslam Ansiklopedisi'ni de neşreden bu müessese bugün Üsküdar Bağlarbaşı'nda Türkiye'nin en büyük ve zengin kütüphanelerinden birini kurmaya muvaffak olmuştur. İlim dünyasından pek çok kişi bu kütüphanede çalışmakta ve bilime katkıda bulunmaktadır.

Diyanet'in 36 yıldan beri İstanbul ve Ankara'da devam ettirdiği “Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı” büyük bir boşluğu doldurmuş bulunuyor. Ramazan aylarında iki büyük şehrimizde açılan kitap fuarları, kültür dünyamızdaki hareketliliği sağlayan unsurlardan birisidir. Bu kitap fuarlarının giderek genişlediği ve ülke çapında yaygınlaştığı görülüyor.

Prof. Dr. Mehmet Görmez Beyefendi'nin öncülüğündeki bu hayırlı kurum, inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da muazzam hizmetlerine aralıksız devam edecektir. Yeter ki, toplum olarak bizler de ona sahip çıkalım ve yıpranmasına asla izin vermeyelim.