'FETÖ'cüler neden 11 Kasım'ı bekliyor?

TAKİP ET

FETÖ'cü hainlerin mahkemelerdeki yalan rüzgarı devam ederken cezaevlerinde ne konuştukları da gün yüzüne çıkmaya başladı.

FETÖ'cü hainlerin mahkemelerdeki yalan rüzgarı devam ederken cezaevlerinde ne konuştukları da gün yüzüne çıkmaya başladı. 

Kanal A yazarı Mehmet Orhan, 'FETÖ'cüler neden 11 Kasım'ı bekliyor?' başlıklı yazısında FETÖ'cülerin kulaktan kulağa  “Hoca Efendi bir şekilde bizi kurtaracak. O yüzden kimse suçunu kabul etmesin” hikayesini yaydıklarını yazdı.

Yine Mehmet Orhan'a göre FETÖ'cüler 11 Kasım'ı bekliyor. Orhan bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: Nedir 11 Kasım? On Kasın'ın bir gün sonrası. FETÖ'nün gayri resmi olarak, doğum günü. Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım'da vefat etmiş ve güya Allah 11 Kasım'da FETÖ'yü dünyaya getirmiş. Yani Atatürk'ten sonra ülkeyi idare etsin diye…
 

FETÖ'CÜLER NEDEN 11 KASIM'I BEKLİYOR

Hepsi inkar ediyor.

“Biz yapmadık” diyorlar.

“Verilen emri yerine getirdik” diyorlar.

Emri verenlere soruyorsunuz:

“Genelkurmay`dan aradılar. Emir verdiler. Yerine getirmekten başka çaremiz yoktu” karşılığını veriyorlar.

Adamın, Genelkurmay koridorlarında nal gibi resmi, görüntüsü var; “Ben değilim” diyor.

Mahkeme heyeti ve müdahil avukatlar acı acı gülüyor. 

Avukat Fatih Atalay diyor ki; “Siz sadece bizim aklımızla değil, kendi aklınızla da alay ediyorsunuz.”

Sivil imamlar(!) hakim karşısında:

“Akıncı Üssü`nde ne işiniz vardı?”

“Arsa bakıyordum efendim.”

“Adil Öksüz de arsa baktığını söylemişti. Hepinizin aynı gün arsa bakması tesadüf mü?”

“Benim onlardan haberim yok.”

“Nasıl gittin Akıncı Üssü`ne?”

“Taksiyle.”

“Kaç para ödedin taksiye?”

“Bilmem… 100 Lira galiba…”

“Ama oraya Ulus`tan taksimetre 150 lira yazıyor…”

“…”

 

Bir başkasının çantasında 23,500 dolar çıkıyor.

Hakim ve avukatlar soruyor:

“Bu para ne içindi? Niye yanında bu kadar çok para vardı?”

“Bu paranın 23 bin dolarını yerde buldum…”

Ve daha neler neler…

“Niye vatandaşın üzerine ateş ettin?”

“Emir verildi. Koordinat verildi.”

“Kim verdi emri?”

“Bilmiyorum. Komuta merkezinden telsizle sözlü emir verildi…”

Alçaklığın bu kadarına pes diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü, daha 15 Temmuz`un ilk saatlerinden itibaren, bunların sınır tanımaz bir alçaklığın, şerefsizliğin ve ihanetin zirvesinde olduklarını gördük. 

On Beş Temmuz olmasa da hepsi teker teker kodese tıkılacaklardı. Bunu biliyorlardı. Pensilvanya`daki Şarlatan, düğmeye bastı ve milletin kendilerine emanet ettiği silahları millete çevirdiler. Amaçları bir iç savaş çıkarıp, ülkeyi NATO`ya teslim etmekti. Başaramadılar. Şerefsizce bir iktidarla Gülen`i, Pensilvanya`dan Türkiye`ye indirmeyi hayal ediyorlardı. Millet kanlı hayallerini karanlıklara gömdü.

Peki niye hepsi her şeyi inkar ediyor?

Ne elde edeceklerini sanıyorlar? İnkar ederek, kendilerini bekleyen akıbetten kurtulacaklarını mı düşünüyorlar?

FETÖ`cüler cezaevlerinde, kulaktan kulağa birbirlerine, “Hoca Efendi bir şekilde bizi kurtaracak. O yüzden kimse suçunu kabul etmesin” hikayesini yayıyorlar. On Beş Temmuz 2016`dan hemen sonra, “24 Ağustos`u bekleyin” demişlerdi. Ağustos geçti, “Eylül” dediler, sonra “Kasım” dediler. Hiç bir halt olmadı. Şimdi yine aynı teranelere dolaştırıyorlar koğuşlarda. “11 Kasım`ı bekleyin” diyorlarmış, bana gelen son bilgilere göre. Nedir 11 Kasım? On Kasın`ın bir gün sonrası. FETÖ`nün gayri resmi olarak, doğum günü. Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım`da vefat etmiş ve güya Allah 11 Kasım`da FETÖ`yü dünyaya getirmiş. Yani Atatürk`ten sonra ülkeyi idare etsin diye…

Şimdi davalar hızla sürüyor. 

Belki birkaç aya kadar sonuçlanacak ve çoğu müebbet hapis alacak. 

Demir parmaklıklar arkasında çürüyecekler.

Kurtulamayacaklar.

Ola ki devran döndü. Bir başka parti iktidara geldi. Bunlara af çıkarmaya cesaret edebilir mi?

Asla..

Çünkü bu mesele bir parti, bir lider meselesi değil.

Devlet ve Millet meselesidir.

Millet, devletinin geleceğine her zaman sahip çıkacaktır.

Kaynak: Beyaz Gazete