Evlililik öncesi fesheden kadına kıdem tazminatı yok!

TAKİP ET

Kıdem tazminatı, işveren ve hizmet erbabı arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin kanunda sayılan nedenlerle sona ermesi halinde işveren tarafından hizmet erbabına yapılan bir ödemedir.

I.Giriş

Kıdem tazminatı, işveren ve hizmet erbabı arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin kanunda sayılan nedenlerle sona ermesi halinde işveren tarafından hizmet erbabına yapılan bir ödemedir. Kadın işçiler evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdirmesi durumunda hak etmiş oldukları kıdem tazminatını alabilmektedir. Lakin bazı kadın çalışanlarımız uygulamada hataya düşüp bu haktan mahrum kalabilmektedir.
Bu yazımızın konusu evlilikten dolayı işten ayrılan kadın işçilerimizin kıdem tazminatını alabilmesi için dikkat etmesi gereken hususları Yargıtay'ın son kararıyla birlikte inceleyeceğiz.

II. Kıdem Tazminatına Hak Kazanma Koşulları
1475 sayılı İş Kanunu'nun(1) 14. maddesi kıdem tazminatına hak kazanma şartlarını belirlemiştir. Çalışanların kıdem tazminatını hak etmeleri için aynı işverende en az bir yıl çalışmış olmaları ve aşağıdaki maddelerden birine uygun şekilde işten ayrılmaları veya işten çıkarılmaları gerekir.
" İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun(2) 25/II. maddesi uyarınca, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri dışında kalan bir sebepten işten çıkarılmak,
" İşçi tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II. maddesi uyarınca, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri uyarınca işten ayrılmak,
" Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla ayrılmak,
" Yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılmak,
" Emeklilik için yaş dışında kalan diğer şartlar olan sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi isteği ile işten ayrılmak,
" Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdirmesi,
" İşçinin ölümü sebebiyle son bulması (hak sahiplerine) hallerinde kıdem tazminatına hak kazanılır.

III. Kadın İşçinin Evlilik Nedeniyle Kıdem Tazminatına Hak Kazanması

Evlilik, Medeni Kanunda düzenlenmiş olup; erkek ve kadının, hayatlarını paylaşmak üzere yaptıkları bir sözleşmedir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 120 nci maddesi yollamasıyla,1475 Sayılı İş Kanunu'nun, 14. maddesi, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarını belirtmiştir. 14. madde hükmüne göre " ...kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi... hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için aynı oran üzerinden ödeme yapılır. Bu hak sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işlemlerinin tamamlanmasından itibaren 1 yıl içinde kullanılmalıdır. Bu hüküm Türkiye'de aile birliği kurumunun korunması amacıyla getirilmiştir. Çalışma hayatını, evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceğine karar veren kadına tanınmış olan çok önemli olanaklardan biridir.

IV. Kadın İşçinin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Öncelikle, işverene hitaben yazılmış olan evlilik nedeniyle iş akdi feshini içeren bir dilekçe ile notere giderek yanında evlilik cüzdanın tarihini içeren belgesi eklenerek, işverene noter kanalı ile gönderilmelidir. (Noter kanalıyla yollamak zorunlu değildir lakin uyuşmazlık döneminde ispatı kolaylaştıracaktır.) Bu şekilde yapılan fesihte, işveren, "işçi bana dilekçe vermedi" veya "işçinin evlendiğini nerden bileyim?" gibi bahanelere sığınamaz.

Fesih ihtarı işverene ulaştığı tarihte, bayan işçi kıdem tazminatı hakkını elde eder. İşveren, kıdem tazminatını hak etmiş olan bayan işçiye, bu tazminatı peşin olarak tamamını ödemek zorundadır. Noter tebliğine rağmen kıdem tazminatını ödemeyen işveren karşısında bayan işçi derhal İş Mahkemesine giderek alacak davası açmalıdır. Kötü niyetle kıdem tazminatı ödemeyen işverenlere, tazminatın yanında dava masrafları ve avukatlık ücreti masrafları da çıkacaktır.

Evlilik nedeniyle iş akdini sona erdiren bayan işçi, işverene ihbar öneli vermek zorunda değildir. Yani bayan işçi, ben evlilik nedeniyle işten ayrılıyorum dediği ve evlilik cüzdanı ile dilekçeyi verdiği takdirde işverenin yanında 10 gün veya 1 ay gibi çalışma zorunluluğu da yoktur.

Kadın işçinin, bu hakkı elde etmesi için düğün, eğlence veya değişik törenler yapmak zorunda değildir. Önemli olan resmi nikâh günüdür. Bayan işçinin resmi nikâh tarihinden itibaren bu süre işlemektedir. İş Kanunu'nun 14. maddesindeki hüküm 'kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi' şeklindedir. Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere iş sözleşmesini sona erdirebileceği süre evlilik tarihini takip eden 1. günde olabilir, 1 yıllık sürenin dolmasına 1 gün kala da olabilir. Bilindiği üzere işçilerin (kadın-erkek işçi ayrımı olmadan) evlenmelerde üç güne kadar izin hakları vardır ve bugünler iş Kanunu'nda çalışılmış gibi kabul edilir.

Kadın işçilerimiz "nasıl olsa evleneceğim bu hakkımı kullanabilirim" düşüncesiyle düğünden önce işten ayrılmaktadır. Bu durumda da evlilik henüz gerçekleşmediği için kadın işçimizin iş sözleşmesi, işverence devamsızlıktan dolayı feshedilmekte ve işçimiz kıdem tazminatını alamamaktadır. Mahkeme son kararında işverence yapılan bu işlemin doğru olduğuna karar vermiştir.

V. Yargıtay'ın Kararı

Yargıtay, evlenmeden 10 gün önce iş yerinden istifa eden kadına kıdem tazminatı ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Sakarya'da evlilik hazırlığı yapan bir kadın işçi, 3 yıldır çalıştığı iş yerine dilekçe vererek, evleneceği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini ve kıdem tazminatının ödenmesini istedi.

Şirket ise İş Kanununa göre, "kadın işçilerin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile hizmet akdini sona erdirmesi durumunda" kıdem tazminatı almaya hak kazanacaklarının hükme bağlandığına işaret ederek, evlenmeden on gün önce iş akdini fesheden kadın işçiye tazminat vermedi.

İşçi ise evlilik nedeniyle iş akdinin feshedilmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağının kendisine ödenmesi istemiyle dava açtı.

Sakarya İş Mahkemesi, davayı kabul ederek, kadına tazminat ödenmesine karar verdi. Yerel mahkemenin kararında, "Davacı kadının evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğinin anlaşıldığı, davacının evlendiği tarih ile iş akdinin feshine ilişkin dilekçeyi verdiği tarih arasında on günlük bir süre bulunduğu, davacının evleneceği için işi bırakacağını daha önce davalı şirkete bildirdiği, bu nedenle davacının fesih tarihinden on gün sonra evlenmiş olmasının tazminat alamayacağı anlamına gelmeyeceği" belirtildi.

Şirketin kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire gerekçeli kararında(3);

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin kadın işçi tarafından evlilik sebebiyle feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir.
Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, yerel Mahkemece her ne kadar davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının resmi olarak evlenme tarihi 11.02.2013 olup, davacının 01.02.2013 tarihinden itibaren (resmi olarak evlilikten önceki 01.02.2013-11.02.2013 tarihleri arasında) devamsızlık yaptığı dosya kapsamı ile sabit olup, iş akdinin devamsızlık nedeniyle işverence feshi, işveren açısından haklı nedene dayanmaktadır. Bu durumda, davacının kıdem tazminatı isteminin reddi gerekirken devamsızlıktan sonraki evliliğe itibar edilerek kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay bu kararıyla resmi nikâhtan önce yapılan feshin haklı bir fesih olmadığını, kanun hükmüne uygun olarak resmi nikâhtan sonra bir yıl içinde yapılan feshin geçerli olduğuna karar vermiştir.

VI. Kadın işçi Evlilik Nedeniyle Fesihten Sonra Başka İş yerlerinde Çalışabilir

Evlenme nedeniyle kıdem tazminatı alarak işten ayrılan kadın işçinin daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez. Önceki işinden ayrıldıktan hemen sonra, daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Çalışma hayatının kısıtlanamayacağı ve çalışma özgürlüğünün anayasal güvence altına alındığı ülkemizde, emeklilik nedeniyle fesihte olduğu gibi evlilik feshinde de bayan işçi, daha sonraki zamanlarda çalışabilir. Yargıtay daha sonra başka bir işe girmiş olmasının hakkın kötüye kullanılması sayılamayacağına karar vermiştir. Kararında(4);
"1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14. maddesinin ikinci fıkrası hükmünce hizmet akitlerinin "kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi" halinde kıdem tazminatına hak kazanılacaktır. Bu değişik hüküm kuşkusuz aile birliğini koruma amacıyla getirilmiş olup çalışma hayatını evlilikle birlikte gereği gibi yürütemeyeceği düşüncesinde olan kadına Yasa ile tanınmış bir olanaktır. Bir işyerinde çalışmakta iken evlenen bir kadın, Yasa'nın tanıdığı olanaktan yararlanarak kıdem tazminatını almak suretiyle ayrılmışsa, daha sonraki dönemlerde çalışma hakkını kaybettiğinden söz edilemez; diğer taraftan önceki işinden ayrılan kadın ayrılmasını hemen takiben çalışma ile evliliği öncekine göre daha kolaylıkla yürütebileceği yeni bir iş bularak çalışmasını da sürdürebilir. Bu kuşkusuz subjektif bir değerlendirmedir. Olayda hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmadığından direnme uygun bulunmakla onanması gerekir." demektedir.
VII. Kadın işçi Evlilik Nedeniyle Fesihten Sonra İşsizlik Maaşı alamaz
Evlilik nedeniyle kıdem tazminatını alarak işten ayrılma durumunda işçi kendi isteğiyle işten ayrıldığından işsiz kalma durumu söz konusu olmamakta ve kişiye işsizlik ödeneği ödenmemektedir.

VIII. Sonuç

Kadın işçi; evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik gerekçesiyle iş sözleşmesini feshetmesi halinde kıdem tazminatını almaya hak kazanmaktadır. Yargıtay son somut olayda da; kadın işçinin evlilik nedeniyle henüz resmi evlilik işlemini yapmadan iş sözleşmesini feshettiği belirterek yasa hükmü uyarınca resmi evlilik işlemi yapılmadan bu hakkın kullanılamayacağını belirtmiştir.

Evlilik nedeniyle yapılan feshin geçerli olması için sadece nikâhın yapılmış olması yeterlidir, işverence kabul edilmesi gerekmemektedir. Kadın işçilerimiz "nasıl olsa evleneceğim bu hakkımı kullanabilirim" düşüncesiyle düğünden önce işten ayrılmaktadır. Bu durumda da evlilik henüz gerçekleşmediği için kadın işçimizin iş sözleşmesi, işverence devamsızlıktan dolayı feshedilmekte ve işçimiz kıdem tazminatını alamamakta, mağdur olmaktadır. Onun için kadın işçilerimizin nikâh kıyıldıktan sonra evlilik cüzdanıyla iş yerine yazılı başvuru yaptıktan sonra işten ayrılmaları mağdur olmamaları için önem arz etmektedir.

Cemil UZUN
Müdür Yardımcısı