Eğitimci-Yazar Yasin Şen yazdı: Fotoğraf 

TAKİP ET

Yazar Yasin Şen bu haftaki köşesinde Fotoğraf isimli yazısına yer verdi. İşte o yazı,,

Fotoğrafta gülen bir yüzün her dâim öyle olduğunu düşünmek pek zordur.

Sosyal hayatta yüzümüze geçirdiğimiz maskeler fotoğraf söz konusu olunca biraz daha belirgin bir hal alır. Ondan da sosyal medyaya yansıyan genelde görünmeyeni perdeleyen bu yüzümüzdür. Resimlerdeki yüzlerimizin gerçeği pek de ifâde etmediğini çok değişken insan tabiatına bakarak söylemek zor değil. Fakat gülüşlerin asil ve doğal olanı fotoğrafa yansımayandır. Böyle düşününce gerçek gülüşlerin ne kadar azaldığını da fark ediyor insan. 

Biri fotoğraf çekerken o an gülümsemek bana içinde bulunduğumuz hüzün hâlini yok saymak gibi geliyor. Dudaklarımızın hareketleri o an bizim içinde olduğumuz hâli değil sadece çehremizi değiştiriyor. Birimizin hüznümüzü anlatan fotoğraflara düşkün olması, herkesin hakikî çehresiyle fotoğraflarda görülmesi ve bunun giderek bir teâmül hâline gelmesi ne kadar ilginç olurdu. İleride o resme baktığımızda yapmacık yüz ifadeleri yerine asil bir yüzün ve derin bir hüznün içtenliğini görürdük herhalde. Burada gülmenin öneminden dem vurup hep somurtalım mı, diye düşünebiliriz. Kastettiğim somurtmak değil, yüzümüzün hâlimizi yansıtıp yansıtmadığıdır. Bir insana güleryüz göstermekle bir fotoğraf makinasına gülümsemek arasında mahiyet farkı var. Siz birini görüp sevindiğinizde bu sevinç tebessüme vesile oluyorsa gülüşünüzün güzelliği etrafa hemen tesir eder. Muhatap hüzünlü bile olsa bu karşılaşmadan o da sevinç duyar ve muhtemelen kederi gönlünden çekilip gider bir süreliğine. Fotoğraf makinasına veya telefonun kamerasına güldüğümüzde ise sadece bir an şirin gözükmek, çevreye mutlu olduğunuz intibaını vermek için gülersiniz. Hâliyle bu da anlamsız bir yüz ifadesinden başka ne olabilir! Neresinden baksan sahtelik taşıyor bu hâlimizden. Ne yazık ki, fotoğraflarda tebessüm eden yüzlerin çoğu böyle. 

O gülüşlerin doğal, kendi hâlinde ve gönülden olmasını ne çok isterdim! Çünkü hayatlarımız, çevreye verdiğimiz zarar, hayattan anladığımız mânâ her hâliyle tekzib ediyor o gülüşleri. Yani bir bakıma yüzlerimiz sadece fotoğraflarda gülüyor. 

Hayır efendim böyle olmasın, demeyi çok isterdim. Fotoğraflarda nasıl durursanız durun. Yeter ki hayatımızda gerçekten sevinip gülebileceğimiz güzellikler olsun. Birinin kamerasını bize yöneltmesine ihtiyacımız yok. Gülüşlerimizi birilerinin görmesine de gerek yok. Kendi içimizde yaşadığımız ve yüzümüzden taşan hüznümüz sayısız ve hesapsız sahte gülüşlerden daha anlamlı, güzel ve kalıcıdır. Bunu bilelim yeter. Her ne isek biz, bizden yansıyan o olsun. Aksi hâlde imajımızdan dökülen sefalet ile anlamsızlıklarla doldurduğumuz hayatımız arasındaki uçurumu kapatmak zor bir hâle geliyor. Nasıl göründüğümüz bizim ne olduğumuzu değiştirmiyor. Sahte gülüşler, yapmacık ifadeler hüzünleri ve kederleri gönlümüzden alıp götürmüyor. Sosyal medyadaki bir paylaşımdan sonra yine bir başına yastığa başını koyan, derin düşüncelere dalan, bazen onlardan kaçan, yığınla kederi göğüslemeye çalışan biziz. Asıl onlarla gözükmeli değil mi! 

Bence fotoğraflarımız kendimizden kaçışın belgeleri değil, kendimize kaçışın görüntüleri olmalı. Olduğu gibi görünmek elbette cesaret ister. Fakat şu gelip geçici ömür denilen fasılada kendimizle barışık yaşayıp içimizdeki kederleri gölgeleyen sahteliklerden bir an bile olsa uzak kalmaya değmez mi?

Edebiyatçı-Yazar Yasin Şen yazdı: Tabiat ve Hatırlayış

eğitimci-yazar yasin şen fotoğraf afyon