DEMİREL "DİYANET, AKP İLE PARALEL HAREKET ETMEKTEN VAZGEÇSİN"

TAKİP ET

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Raşit Demirel yaptığı yazılı açıklamada, Diyanet işleri Başkanlığını siyaset ağzı kullanmaktan vazgeçmesini isteyerek, 'Diyanet işleri Başkanlığı sürekli mevcut iktidarla paralel hareket ettiğini, bunun da toplumda yarılmalara ve ayrışmalara sebep olduğunu dile getirerek, Diyanet işlerinin bu işlerden vazgeçip asli görevlerini yerine getirmesinin daha faydalı olacağını söyledi.

Demirel şöyle devam etti. “Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Mardin'de ‘Güneydoğu’da görev yapan Din Görevlileri İstişare Toplantısı’nda "Bizim için asıl büyük tehlike; yıkıcı, bölücü ideolojilerin Allah korusun camilerimize girmesi, mihraplarımıza bulaşması, minberlerimize taşınmasıdır" demiştir. “Diyanetin son yıllarda camilerde okuttuğu cuma hutbelerinin iktidarın icraatlarını halka kabul ettirmek amacına yönelik olması, Kur'ân âyetlerinin iktidarı masum gösterme adına kullanılması kalplerde şehirlerde açılan hendeklerden daha büyük kanallar açmaktadır.

 

Caminin kuşatıcı manevi atmosferinde huzur bulmak isteyenlerin siyasetin kirlenmiş iklimiyle karşılaşması, hutbelerin iktidarın meydan okumalarına ve kendini aklama seanslarına dönüştürülmesi, iktidar, “terörle savaşıyor”sa, iktidara muhalefet varsa, hemen birlik, beraberlik, teröre lânet hutbeleri okutulması, teröristlerle masaya oturulunca da “barış, kardeşlik” hutbeleri okutulması, toplumda açılan yaraların yine cemaatin cebindeki paralarla kapatılmaya çalışılması, içinde bulunduğumuz durumun vahametini özetlemeye yetmektedir. Diyanet, hemen hemen her cuma camilerde yardım toplamaktadır. 06.02.2016 cuma günü de “Şimdi Yaraları Sarma Zamanı” başlığıyla yeni bir kampanya başlatarak bütün camilerde olduğu gibi şehit ailelerimiz, terör mağduru kardeşlerimiz ve ülkemize sığınan Suriye'li ve Türkmen kardeşlerimiz için de bir yardım kampanyası düzenledi.

 

Afyonkarahisar da bu kampanyaya katıldı. Diyanet, "Şimdi milletçe şehitlerimize olan vefa borcumuzu ödeme zamanıdır. Şimdi şehit ailelerinin yaralarını sarma zamanıdır. Şimdi terörün mağdur ettiği kardeşlerimizin yaralarını sarma zamanıdır. Şimdi Suriye'li kardeşlerimizle Bayır Bucak Türkmenlerinin yaralarını sarma zamanıdır" diyerekte iktidarın yaralarını sarma adına yine cami cemaatinin karşısına çıkmıştır. İktidarın siyaset sahnesindeki açtığı yaraları, cami cemaatinin sadakaları ile kapatmak, şehirlerde açılan hendekleri kapatmak kadar kolay değildir.

 

Yardımların yerine ulaşmadığı, kayıtlarının tutulmadığı, şehit ailelerinden başlayarak terör mağdurlarına, Bayır Bucak türkmenlerine kadar sapla samanın karıştırıldığı ortamda oluşan güven bunalımını aşmak hiçte kolay değildir. Sayıştay Denetim Raporu'nda, Diyanet işleri Başkanlığı’nın 2014'te kendi bütçesini 98 milyon lira aştığının tesbit edildiği, döner sermaye kaynaklarından 23 milyon lirayı “Sehven (unutkanlıkla) kullandığı bir ortamda denetimden uzak ve makbuzsuz toplanan paraların nerelere gideceği ve hangi açıkları kapatmak için kullanılacağı bilinmez bir mechuldür.

 

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 25. maddesinde, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanununun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez.

 

Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir" hükmü gerekçe gösterilerek son dönemlerde iktidarın sözcülüğünü yapmadıkları gerekçesi ile bazı din görevlilerinin görevlerine son verilirken, camilerde iktidarı öven

hutbelerin okutturulması, açıkca siyaset yapanların baştacı yapılması, haklarında işlem yapmak bir tarafa kendilerine övgüler dizilmesi, cami görevlilerinin iktidarın yanlışlarını örtme de pansumancı gibi kullanılması kapanmaz yaralar açmaktadır.

 

Cami kürsüsünden MİT tırlarına varıncaya kadar siyasetin ala’sının yapıldığı bir ortamda işlem yapmayanların, yardım tırlarının yerine ulaşacağını söylemeleri mechule yapılan bir yolculuktan öteye gitmez. Süleyman Şah türbesine gidemediği için türbeyi sınıra taşıyanların, Bayır Bucak Türkmenlerine ulaşamadıkları bir ortamda da onları sınırımıza taşıyarak zafer kazanmış komutan edasına bürünmeleri, onları kullanarak cami önüne sergi açmaları gönülleri yaralamaktadır.” dedi.

 

Demirel sözlerini şöyle tamamladı. "İstanbul Cumhuriyet savcılığı tarafından düzenlenen iddianame ile İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki eski MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener hanımefendiye 'Kaset iddiasıyla hakaret' davasının ilk duruşmasına 'Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret' suçundan 2 yıl 4'er aya kadar hapisleri istenen sanıklar Latif Erdoğan ve Cemil Barlas katılırken, Mahkeme Akşener'in avukatlarının talebi üzerine kaset iddiası hakkında bilgileri olduğu gerekçesiyle Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile Kemalettin Özdemir'in tanık olarak dinlenmesi için Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'ne talimat yazılmasına karar vererek duruşmayı ertelemesi, Diyanet İşleri Başkanlığının pekte masum olmadığı kuşkusu yaratmaktadır. Onun için diyoruz ki; Diyanet işleri Başkanlığı hükümetle paralel hareket etmekten vazgeçsin ve asli görevini yerine getirsin" dedi.