CHP İL BAŞKANI KEMAL DEMİRKIRKAN'DAN AÇIKLAMA

TAKİP ET

Dün akşam itibariyle Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu meclis Başkanı'nın komisyonu dağıtması nedeniyle sona erdi.

Dün akşam itibariyle Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu meclis Başkanı’nın komisyonu dağıtması nedeniyle sona erdi.

 

CHP başından beri bu komisyonda yer alacağını ifade etti. Ülkemizin ihtiyacı olan ve yapılması gerekenleri de sıraladık:

Türkiye’yi darbe hukukundan arındırma çalışması yapılması gerekir,

Kurucu iradeden vazgeçmemiz mümkün değildir, ki bunlar Anayasas’nın ilk dört maddesidir.

Hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasa yapılmalıdır.

T.C. Anayasası ilk 4 Maddesi :

madde 1. Türkiye devleti bir cumhuriyettir.

madde 2. Türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

madde 3. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı İstiklal Marşı'dır.

Başkenti Ankara'dır.

madde 4. anayasanın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bu dört madde CHP’nin “kırmızı çizgileridir” dedik.

 

Ancak AKP’nin kırmızı çizgisi AKP İl Başkanının da belirttiği gibi Cumhurbaşkanı ve O’nun başkanlık sistemi idi. Komisyon CHP’li üyelerin kurucu ilkeler ve parlamenter sistemden ödün vermeyeceklerine” dönük tavırlarını net olarak ortaya koyması üzerine, istediğini elde edemeyen AKP’li meclis Başkanı tarafından lağvedilmiştir.

 

 

Biz genel başkan yardımcımızın da açıkladığı gibi “Parlamenter demokrasi ekseninde, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını sağlayacak bir Anayasa çalışmasında, darbe hukukuyla hesaplaşma konusundaki bir çalışmada veya daha önceki dönemde üzerinde anlaşılmış olan ancak AKP’nin başkanlık sistemi ısrarı nedeniyle meclise getirilemeyen 60 maddeyi birlikte geçirelim noktasındaki bir çalışmada bizim katkımız her zaman devam edecektir. Sadece şunu belirtmek istiyoruz, bu çalışmanın başkanlık sistemi kampanyasının bir yan kol faaliyetine dönüştürülmesine müsaade etmeyeceğiz.” Darbe kültürüyle beslenen AKP’nin anayasadan tek beklentisinin başkanlık rejimi olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Şimdi sizlerle geçtiğimiz hafta içinde medyaya yansıyan ve ilçelerimizi kim yönetiyormuş dedirten olayları paylaşmak istiyorum.

 

Geçtiğimiz hafta içinde, MHP’li olarak seçilen sonrasında partisinden istifa eden olan Emirdağ Belediye Başkanı Uğur Serdar Kargın, AKP Emirdağ İlçe Başkanı Serkan Koyuncu hakkında binaları imar yönetmeliği esaslarına aykırı yaptığı, sahte imzalarla şantiye şeflikleri kurduğunu ,AKP döneminde ilçede yapılan imar revizyonunun usulsüz, şaibeli, planlama esaslarına aykırı, imar kanununa uygun olmayan tamamen rant üzerine düzenlenmiş olduğunu ve bu sayede ciddi bir vurgun yapıldığını belirterek ruhsatlarını iptal ettiklerini ve 100 bin liraya yakın para cezası yazdıklarını ve konuyla ilgili olarak olarak savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirti.

 

Konunun muhatabı AKP Emirdağ ilçe başkanı Serkan Koyuncu ise Belediye başkanı Uğur Serdar Kargın’ın “Emirdağ'da inşaat yapan Konyalı firma sahibini bizzat kendisi arayarak bir daha Emirdağ'a gelmeyin kan davası olur diyerek aba altından sopa gösterdiğini, inşaat yaptıracaklara Serkan Koyuncu'ya yaptırırsanız inşaata 2019'dan sonra başlarsın denildiğini, Kargın'ın 4 kat yapı ruhsatı alınmış olan binaya her ne hikmetse 5 kat iskân verdiğini, çarşı içinde tadilat ruhsatıyla başlattığı ve her gün gördüğü kaçak yapılan işyerine göz yumarak, işyeri açma ruhsatı verdiğini, Belediye

Başkanı’nın Ziraat Bankası'nın mülkiyetinin üzerine yol kaydırarak başka bir inşaat firmasına ziyadesiyle fayda sağlarken kamu kurumunun mülkiyetine zarar vermekten çekinmediğini, Başkan KARGIN’ın kendi öz dayısına ait kaçak villayı ve makam şoförünün kaçak işyeri olduğunu belirtti.

 

Konunun 2 tarafında olan AKP ilçe başkanı ve eski MHP’li Belediye Başkanı’nın yaptıklarını görüyorsunuz. Ben sadece vah Emirdağ’ım vah diyebiliyorum. Senin niye büyüyemediğin, gelişemediği, sürekli göç verdiğin belli. Başına getirdiklerine bir bak. Eskisine de yenisine de bir bak.

 

Lafa geldiğinde mangalda kül bırakmayan vatan, millet, hizmet aşkını dile getirenlerin yaptıklarına bakın. Fazla söze gerek yok. Yorum sevgili Emirdağlı vatandaşlarımızın.

 

Geçtiğimiz günlerde Brüksel-Eskişehir uçuşlarını zarar ettiği gerekçesiyle iptal ettiğini açıklayan THY yolları yetkililerini bu karalarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyoruz. Zaten çok kısa olan yaz tatillerinde izinlerini araç içinde yollarda tüketmek istemeyen vatandaşlarımız memleketine gitmek için çoğunlukla Brüksel-Eskişehir uçak hattını kullanmaktadır. Direk uçuşların iptal edilmesiyle Antalya üzerinden gelmek durumunda kalacaklar.

 

Zafer Havaalanında garanti yolcu uygulaması nedeniyle milyarlarca lira zararı göze alan devletimiz Belçika’daki 230.000 yurttaşımızın derdine çare olamıyor . Sayın Valimiz geçtiğimiz günlerde Zafer havaalanının yolcu kapasitesinin artırılması ile ilgili olarak Ticaret Odası başkanımızı görevlendirmişti. Bizde buradan sayın Valimize ve Ticaret Odası başkanımız Hüsnü Serteser’e sesleniyoruz. Belçika’dan Zafer havalına yapılacak direk tarifeli uçuşlar hem gurbetçilerimizin sorununu çözecek , hem de Zafer havaalanının zararını azaltacaktır.

 

Geçen hafta Spor Kompleksi ve ismi ile ilgili düşüncelerimizi gündeme getirmiştik. Başarılı sonuçlarıyla guru duyduğumuz Afjet Afyonspor'un Spor Kompleksi'ndeki ilk maçından sonra, seyirciler arasında, basında ve kamuoyunda yazılıp söylenenlere baktığımızda, Spor Kompleksi'nin gelecek için hazır olmadığını gördük. Kompleks'in ismi tartışmaları yaşanırken, altyapının, çimlerin, koltukların yeterli olmadığı yönünde bir kanaat belirdi. Özellikle seyirci koltuklarının nerdeyse rüzgardan etkilendiği ifade ediliyor. Keza yeni stada ulaşım konusu da çözülmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Bu sorunların gözden geçirilip halktan yana bir tavır alınmasını istiyoruz.

 

Sözü staddan açmışken stada giderken sol tarafta kalan, adı yeni olan ama eskiyen Müze'yi de hatırlatmak isteriz. 2007'de gündeme gelen, 2011'de temeli atılan Müze, 2016 yılında 9. Yılında hâlâ yarım bir şekilde beklemektedir. Bu Müze'nin müteahhidinin iflas ettiği, yeni ihalenin yapılacağı açıklansa da süreç hakkında net bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.

 

AKP iktidarı döneminde alınan bir kararla nüfusu 2000 altında olan belediyeler kapatılmıştı. Afyonkarahisar'da düşen 49 Belediye'nin 10'unun Danıştay 8. Dairesinin kararına göre bu haktan faydalanma ihtimali doğdu. Bu hafta milletvekilimiz başkanlığında konunun tarafları ile yapılan toplantı sonrası süreç başlatıldı. İnşallah hemşerilerimize güzel haberler vereceğiz.