CHP BASIN TOPLANTISINDA ATİLLA SERTER KONUK OLDU

TAKİP ET

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısına, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel de katıldı. CHP İl Başkanı Kemal Demirkırkan ile CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel'in konuşmaları şöyle:

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan:
Basın açıklamalarımıza sürekli her hafta şehit haberleri ile başlıyoruz. Ortadoğu'daki ateş çemberi maalesef ülkemize girdi. 15 Temmuz'dan bu yana 36 şehit verdik. Bir yılda Afyonkarahisar'dan 11 şehit verdik. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.


Birileri Demokrasi Nöbeti adı altında gece yarılarına kadar sokaklarda yeyip içerken, eğlenirken, kornalara basarak arabalarda dolaşırken, şehitlerimizi ve şehitlerimizin ailelerini unutuyor. Hiçbir masraftan kaçınmayarak AKP'nin seçim müziği Dombra'nın bestecisini Afyonkarahisar'a getiren yöneticileri de halkımızın takdirine bırakıyorum. Şu an ülkemizde tam da cambaza bak oyunu oynanıyor. Demokrasi Nöbetleri ile insanlarımız oyalanırken, Kanun Hükmünde Kararnameler'le, kimseye danışılmadan tek adam yönetimi pekiştirilirken, diğer yandan da ekonomik çıkmaz, insanlardan saklanmaya çalışılıyor. Kalkışma gündemi nedeniyle, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum gözden kaçırılmaktadır. Ekonomimiz ciddi anlamda alarm veriyor. Sanayicimiz ve esnafımız kan ağlıyor. Nakit sıkışıklığı en yüksek noktasında. Esnaf siftahsız kepenk kapatıyor. Dış politikadaki hatalar nedeniyle de turist sayısı azalmış durumda. Antalya ve civarındaki esnafın sıkıntı çektiği bilinmekte. Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir mali af çıkarıldı. AKP yönetimlerinde ortalama her iki yılda bir mali af çıkaratacak bir sistem varsa, insanlarımız borçlarını ödeyemez durumdalarsa, bu ekonominin kimseye hayrı olmadığı çok açıktır. Elbette af, gerektiğinde çıkartılmalıdır. Ancak burada borcunu, devlete karşı sorumluluğunu günü gününe getiren insanların da dikkate alınması gerekir. Vatandaşımızın biri isyan ediyor. Ben çocuğumu askere gönderdim, kalkışma nedeniyle tutuklandı, diyor. Ben oğlumu askere göndermeyeyim mi diye soruyor. Bir diğer vatandaş, 'Ben borcumu ödedim, yükümlülüklerimi yerine getirdim. Şimdi af çıktı, ben kendimi enayi gibi hissediyorum' diyor. Bu iki vatandaş doğruyu söylüyor. Devlet, daima dürüstlerin ve görevini layıkıyla yapanların yanında durmalıdır.


Geçmişte FETÖ terör örgütünün mağdur ettiği vatandaşlarımız var. Bayloz, Ergenekon gibi davalarla itham edildiler, hastalandılar, kanser tedavisi görenler oldu. Milletvekilimiz Tuncay Özkan gibi zehirlenenler oldu. Bunların neredeyse tamamının suçsuz olduğu ortaya çıktı, büyük bir kısmı da beraat etti. Mustafa Kemal'in subaylarının, gazetecilerin itibarları iade edilmeli ve görevlerinin başına dönmeleri sağlanmalı.


İki yıl önce kaybettiğimiz, Yeşilçiftlik Beldesi'nin eski belediye başkanı, rahmetli Zekeriya Ölmez, kimse FETÖ'yü tanımazken, kimse FETÖ'nün zararlarını bilmezken, birileri 'Bu hasret bitsin, ne olur yurduna dön' derken, Türkçe Olimpiyatları'nda Türkiye tarihinde ilk kez üzerinde Atatürk'ün resmi olmayan paralar bastırırlarken bizim başkanımız, o dönem Yeşilçiftlik'te bunlarla mücadele etmişti. Emniyet güçleri ile birlikte inlerine baskın yapmıştı. Bu mücadelesi dolayısıyla mahkemeye verildi, ceza aldı. Bu cezası nedeniyle son yerel seçimlerde aday gösterilemedi. Ardından da elim bir trafik kazasında başkanımızı kaybettik. Biz Zekeriya Ölmez'e de iade-i itibarı için başvuruda bulunmayı düşünüyoruz.

 

CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel:
Kocatepe'den başlayan ve ulusal anlamda büyük Kurtuluş Savaşı'nın merkezi olan Afyonkarahisar, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in önemli kentlerinden biri olmuştur. Afyonkarahisar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde onurlu ve şerefli yerini almıştır.


Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, emperyalistler ve kuklalarına karşı, kırık dökük silahlarla müthiş bir mücadele verdi. Bu topraklarda eğer, ezan okunuyorsa, insanlar, Türkçeyi özgürce konuşabiliyorsa namaz kılınıyorsa, ibadet edilebiliyorsa, bunu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçlu olduklarını unutmamalıdırlar. O dönem yoktan var edilen kamu iktisadi işletmelerinin altında Cumhuriyet'in önderlerinin planlamaları yatıyor. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti ve parlementer sistemin tehlikede olduğu dönemi yaşadık, yaşıyoruz. Bu kalkışma başarılı olsaydı en çok zarar görecek sistem, parlementer sistemdi. Son kalkışmada, hedef parlamentoydu. O gün bombalardan biri Meclis çatısına düşseydi, bugün 100'ün üzerinde milletvekili kaybımız da olacaktı. 
Bu yoldan bir çıkış yolu bulmamız gerekir. İnançla, kararlılıkla Cumhuriyet'e ve demokrasiye sahip çıkmamız gerekiyor. Ordu bizim ordumuz. Ordunun içine sızarak rejimi değiştirmek isteyenlere yol açanların Cumhuriyet Halk Partililer olmadığını herkes biliyor. Beraber yüründü o yollarda, beraber Türkçe Olimpiyatları yapıldı. Bugün terör örgütü başı ilan ettikleri kişiyi, kimileri mehdi ilan etti, kimileri en büyük din alimi. Biz gerçeğin arkasındaydık. Bu darbe 15 Temmuz'da başlamadı. Bu darbe 2008 yılında başladı. 2008 yılında Ergenekon diye bir dava başladığında, yurtesever, milliyetçi, Atatürkçü subaylar tutuklandığında biz çıkıp 'Yaptığınız yanlış' dedik. Bu bir zulümdür, tehlikedir diye konuşmuştuk. Şimdi tutuklu bulunan o mahkemenin hakimi, savcıları ile yüzyüze gözgöze geldim. Onlar asla hukuk adamı olmadılar. Bunlar bu iktidar tarafından ne yazık ki korunmuşlardır. O dönemde kendi zırhlı aracını o günün savcısına gönderen, bu davanın savcısıyıl diyen, ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı, o dönemin Başbakanı'dır. Suçlamak için değil, hata yapılmasını önlemek için bunu söylüyorum. 
Bu ordu bizimdir. Kışlaların önünden AKP'li belediyeler, araçlarını çekmelidir. Masum erlere ceza çektirilmemelidir. Silahını bırakmış ve tanklara sığınmış erlerin linç edilmesini doğru bulmuyoruz. 14 yıldır neredeydiniz? Sizin istihbarat birimleriniz ne iş yapar? Siz, yaverden bihabermişsiniz. Siz bu ülkeyi yönetemiyorsunuz. Yönetemediğinizin kanıtı, Meclis'te 4 siyasi parti yanyana gelmişken, Cumhurbaşkanı CHP'ye teşekkür ederken bunlar Olağanüstü Hal ilan ettiler. Genelkurmay Başkanlığı'ndan 16 Temmuz'da silah sesleri yükselirken, biz Meclis'e gittik ve Meclis, halka umut ve güven verdi. Siz bu Meclis'e güvenmek zorundasınız. Biz bu uyarıları yapıyoruz. Yarın iktidar olduğumuzda yapılanların demokrasi ve insan hakları çerçevesine oturtulmasını sağlayacağız. Bu iktidar ayrıştırıyor. Biz, bu şanlı al bayrağımızın altında yaşamaktan gurur duyulması esastır. Bu ülkeye yarar sağlamaya çalışan her yurttaş birinci sınıf yurttaştır.


CHP olarak mitingler yapıyoruz. İstanbul'da 1 milyon civarında kişinin katılımıyla miting yaptık. Rahmetli Bülent Ecevit'ten bu yana Taksim'de yaptığımız miting en büyük mitingler arasında yer aldı. Şimdi sıra İzmir'de. Hangi partiden olursa olsun, Cumhuriyet'e ve demokrasiye sahip çıkan herkesi Gündoğdu Meydanı'na bekliyoruz. Bizim çağrımız, demokrasi ve insan hakları yönündedir. Hiçbir özgürlük kısıtlanmamalıdır. Kurunun yanında yaşı da yakmayalım.


Siz bir arada, kardeşçe yaşanabilir, eşit ve adil değerlendirilebileceği bir Türkiye istiyorsanız, üreten bir Türkiye istiyorsanız, ürettiğini paylaşan bir ülke istiyorsanız, tek seçenek Cumhuriyet Halk Partisi'dir. 
Türkiye'nin hemen her yerinden iptal edilen Basın Kartları ve kapatılan gazeteler hakkında bilgiler geliyor. Haklı olarak kapatılan gazeteler de olabilir. Bu konuda Bülent Tezcan ve İlhan Cihaner ile irtibat halindeyiz. Gelen itirazları Genel Merkezimiz'de topluyoruz. Hazırladığımız raporları Başbakan Binali Yıldırım'a ve basından sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a ileteceğiz. İtirazlarda haklının yanında olacağız, aklın yanıdda olacağız. Basın özgürlüğü açısından, tabii ki herkesin özgürce yayın yapma hakkı var, tabii ki o katkıda bulunması lazım. Ama bazı organik yapılar var ki o organik yapılar da belli bir kademenin içerisinde üzerilerine düşen görevleri yapıyorlar. Bu yapının darbeye yönelik bir çıkışı olduysa. o çaba içinde insanlar olduysa onlar için de yapılacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum.