Bugün Ömrümün Son Günü - Şaban ÖZTÜRK

TAKİP ET

Çok az ömrünüz kaldığını bilseniz ne yapardınız?

"Ben her bahar, aşık olurum." diye devam etsin isterdim yazım ama ne yazık ki öyle olmuyor..

"Çok az ömrünüz kaldığını bilseniz ne yapardınız?"

Bu soru da nereden çıktı şimdi, dediğinizi duyuyorum.. 

Hatta bana dönerek:

“Siz ne yapardınız?!” dediğinizi de duyuyorum..

Cevap vereyim:

En sevdiklerimle vedalaşırdım.. Kırdığım insanları birer birer arar gönüllerini alırdım muhtemelen..

Haaa bir de bol bol dua eder Allah'tan af dilerdim..

Bir müddet yerimden hiç kıpırdamadan öylece oturdum, bu soruya muhatap olduktan sonra.. Ne kadar ömrüm kaldığını merak ediyor ve ölümün saatini bilsem onu nasıl karşılayacağımı düşünmeye başladım..

Borç etmemeye çalışıyorum ama borçlu ölürsem,

çocuklarım öderler mi endişesini hep yaşıyorum..

Genelde hep alacaklı olmaya çalışıyorum Allah’a şükürler olsun..

****

Kendini hayatın kötü tarafına kaptırmamak, 

iyi bir insan olarak kalma adına ölümü çok sık düşünürüm.. 

Yakınlarım bu düşüncemi hep “ölümden korktuğum” şeklinde ifade ederler..

Ancak bu yazıyı yazarken ilk defa 

ölümü bu kadar yalın haliyle hissetmiştim..

Gerçekleşmesi ile toprağa girilmesi arasında sadece bir kaç saat bulunan bir gerçek,

ölüm.. 

Şimdi varız, 

biraz sonra yokuz.. 

Hem de insanların bizi bir an evvel, 

Aşık Veysel'in de dediği gibi "gelmez yola" göndermek için birbirleriyle yarış ettikleri bir olay..

****

“Henüz ölecek yaşta değiliz..

Bizden yıllarca önce doğup da hala yaşayan milyonlar varken, ölümü düşünmek de neyin nesi?!Hayatını yaşamak varken öyle karanlıklarda dolaşmanın alemi var mı?!. su akarken dolduracaksın testini..”

Diyenler olacaktır aramızda..

Evet şu an için yiyorsunuz, içiyorsunuz, 

uyuyorsunuz, 

uyanıyorsunuz..

Geziyorsunuz, 

tozuyorsunuz.. 

Nefsinize uyan ne varsa hepsini yapıyorsunuz..

Her sabah evden çıkıp geri geliyorsunuz ya gerisin geri..

Garantiniz var..

Yarın yine aynısı olacak, 

öbür gün de, 

sonrasında da..

Öyle mi?!.

Senediniz var bu dünyada ebediyen kalmak için..

Sözleşmeniz var,

öyle mi?!.

Böyle bir şeye inanmak ne büyük gaflet!.

****

Sakın ola yazdıklarım yanlış anlaşılmasın..

Ölümle yatıp, 

ölümle kalkın demiyorum.. 

Ancak büsbütün de unutmayın, 

diyorum..

Çünkü ölümün saati yok..

Yanınızdaki kişiye değer verin, kırmayın, 

üzmeyin, 

ağlatmayın.. 

Durup durup sevdiğinizi söyleyin..

“Hah!. Kesin çıkacak bir işi var!”

dese de;

“Mutlaka bir nane yemiş ki!.”

dese de siz yine de sevdiğinizi 

söyleyin!.

En azından söyleyebildiğiniz kadar söyleyin!..

Yine de anlamazsa inanın bana Allah mutlaka size bir kapı açacaktır..

Neden mi?!. 

Çünkü ölümün saati yok.. 

Belki de son görüşünüzdür,

belki de son sarılmanızdır.. 

Belki de saatler sonra ona değil de, 

toprağına dokunacaksınız, 

onu değil de toprağını öpeceksiniz..

****

Şimdi size doğrudan sorayım:

Çok az ömrünüz kaldığını bilseniz ne yapardınız?!.

Gamlanmadan, 

duygulanmadan, 

düşünmeden, 

ağlamadan, 

gülümsemeden, 

sevmeden, 

korkmadan..

Her duyduğunuza inanarak, haksız yere yargılayarak, mahkum ederek..

Hasılı insanlığın gereğini yapmadan yaşamaya devam eder miydiniz?!.

Allah’ın Resulü şöyle buyuruyor: “Siz benim bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar az gülerdiniz.”

Biz aslında 

“çile” ve 

“hüznü” 

seçmeliydik, 

ama 

“keyif”, 

“rahat”, 

“haz”zı seçtik.. 

Ama ben ömrüm boyunca hep uyardım;

4H çok tehlikelidir ve asla Müslümanın yolu olamaz,

dedim..

Haz..

Hız..

Hırs..

Hınç..

****

Hani 

“ağzımızın tadını kaçıran ölümü sıkça anacak”tık!.

Şeytanın vaad ettiği 

“yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat”ın 

peşinde koşuyoruz sanki, 

ahireti, 

cenneti-cehennemi unutup.. 

“Her nefis ölümü tadacaktır”..

Halbuki bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız her şeyin hesabının sorulacağı bir gün var..

Ve bizim gören, 

duyan, 

bilen, 

hüküm sahibi, 

kadir-i mutlak, 

din gününün sahibi bir Allah var..

Ölümden ve rızıktan korkuyoruz en çok, 

değil mi?!. 

Korkmayın ya da debelenip durmayın ecelimiz ömrümüzün kefilidir, 

eceliniz gelmeden ölmezsiniz, 

eceliniz geldiğinde ise sizi yaşatacak kimse yoktur.. 

Azrail ne erken gelir, 

ne geç kalır, 

hep tam zamanında gelir.. Rızkınızdan azını ya da çoğunu yemeyeceksiniz..

****

Aslında yeniden Müslüman olmamız gerekiyor, 

Allah’ın kitabında bildirdiği, Resulünün öğrettiği gibi.. 

Bugün Hayatınızın Son Günü Olsaydı?!.

Ya da şöyle mi sormalıyım:

Eğer bugün hayatımın son günü olsaydı, 

bugün (normalde) yapacağım şeyleri yapmak ister miydim?!.

Ne kadar çok şey için 

“hayır” 

dediğinize bakın daha sonra, şaşıracaksınız..

Hayırlı cumalar diliyorum..