"Bugün işçinin hakkı yok ama bayramı var"

TAKİP ET

Gün FM'de yayınlanan Basın Odası programında 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla işçi hakları konuşuldu. Gazeteci İsmail Akar'ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim yorumlarıyla katıldılar.

“Ülkemizde bugün sendikalaşma bilinci aşağılara indi”

1 Mayıs İşçi Bayramı’nın işçi hakları açısından oldukça önemli olduğunu belirten Gazeteci İsmail Akar, “1 Mayıs dünyada 120 yıldır, ülkemizde ise 100 yıldır kutlanıyor. İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında birlik, dayanışma ve haksızlıkla mücadele günü olarak ilan edildi. ABD’de 1 Mayıs 1886’da işçiler çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla greve gittiler. Yaklaşık 5 bin civarında greve gidildi ve 3 gün 3 gece sürdü. Bu eylem bastırıldıktan sonra 4 kişi idam cezası aldı, 4 kişi de ağır hapis cezasına çarptırıldı. Ülkemizde 1 Mayıs 2008 yılında Emek ve Dayanışma Günü ilan edildi, 2009’da ise resmi tatil oldu. 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim’de çok sayıda insan yaşamını yitirmiş ve kutlama kan gölüne dönmüştü. Daha sonra yasaklar geldi ve yasaklamalara rağmen kutlamalar devam etti. Ülkemizde bugün sendikalaşma bilinci aşağılara indi ve eski coşkulu kutlamalar yapılamıyor” şeklinde konuştu.

“Günümüzdeki işçinin sömürülmediğini söyleyemeyiz”

“1 Mayıs’ın temelinde işçinin hakkını alması var” diyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Bizim dinimiz işçinin emeğini alın teri kurumadan vermeyi buyurur. Bu anlamda medeniyet olarak da bu konuya uzak değiliz. Günümüzdeki gerçeklere baktığımızda işçinin sömürülmediğini söyleyemeyiz. Bugün ülkemizde 12 milyon civarında işçi olduğu ve bunun sadece 1 milyonunun sendikalara üye olduğu söyleniyor. Bugün emekçiler sıkıntı içerisinde. Emekçiye hakkını aramak düşüyorken, onu çalıştıran işverenlere ise haklarını eksiksiz vermek düşer. Ülkemizdeki bu çelişki kısa vadede çözülecek gibi görünmüyor. Bugün ülkemizde günde 4 işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. 80 saatte bir kaza oluyor. Dünyada iş kazalarında üçüncü, Avrupa’da ise birinciyiz. Bu alanda iyileşme şarttır. Bunların sona ermesi lazım” diye değerlendirmede bulundu.

“Aynı odada çalışan memurla işçinin ücretleri farklı”

Çalışanların bir bayramı olması gerektiğini düşündüğünü dile getiren Gazeteci Ahmet Tunca, “Sendikalaşma ve işçi hakları konusunda Rahmetli Bülent Ecevit Çalışma Bakanlığı döneminde önemli çalışmalar yapmıştı. O yıllarda işçilere önemli haklar verilmişti. 1 Mayıs eskiden Bahar Bayramı olarak kutlanırdı. Daha sonra İşçi Bayramı oldu. İşçiler zaman zaman verilen hakları istismar ettiler. 1980 öncesi SEKA’da bir grev oldu ve bir yıldan fazla süren grev neticesinde fabrika kapanacak duruma geldi. Sonra özelleştirilip SEKA satıldı. Aynı şekilde Şeker Fabrikası’nda da grevler yapıldı. Buraların özelleştirilmesinin yanlış olduğu gibi işçilerin bu grevleri de yanlıştı. İşçilere elbette hakları verilmelidir. Ülkemizde maaş anlamında da zıtlıklar yaşanıyor. Aynı odada çalışan memurla işçinin ücretleri farklı oluyor. Bunların da düzenlenmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Bugün kamuda neredeyse işçi kalmadı”

1 Mayıs deyince 12 Eylül öncesi kutlamalarda yaşananların akla geldiğini söyleyen Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Sanki solun bir bayramıymış gibi bir algı oluştu. Sağ kesim de doğal olarak buna karşı durmaya başladı. Hala da zihinsel olarak böyle devam ediyor. Hâlbuki dinimiz işçi haklarının zamanında verilmesini emretmiştir. Türkiye’de işçinin hakkını istemesi devlete karşı olmak gibi bir hal almış durumda. 1 Mayıs uzun yıllar yasaklandı. 2009’dan bu yana ise 1 Mayıs tatil ilan edildi. Bu güzel bir uygulamadır. Ama bugün kamuda neredeyse işçi kalmadı, taşerona bağlı çalışır hale geldiler. Bugün işçinin hakkı yok ama bayramı var. Bir de tatil ilan edilmiş durumda. 1 Mayıs hafta içine geldiğinde kaç işçi çalışıyor ve tatil gününe denk geldiğinden ek mesai alıyor? Ben bunu merak ediyorum. Bunu kontrol eden bir

mekanizma da yok. Ben bugüne kadar işçilik yapmış birinin Çalışma Bakanı olduğunu görmedim” şeklinde görüşlerini açıkladı.