"Bir 28 Şubat'ın daha yıl dönümündeyiz"

TAKİP ET

Etkileri "Bin Yıl Sürecek" denilen bu karanlık dönemin etkileri on yıl bile sürmedi, ama vesile olanlarla birlikte tarihimize kara bir leke olarak geçti.

Nasıl bu millet milli şef dönemini kabus gibi hatırlıyorsa, 1960 darbesini yapanları, 56 yıl sonra dahi lanetle anıyorsa, 1980 darbesini yapanları 36 yıl sonra sorguya çekiyorsa 28 Şubat'ın failleri de aynı şekilde maşeri vicdanda mahkum olmuşlardır. Bu postmodern darbe sadece Türkiye’deki askeri cunta ve paydaşı olarak hareket eden medya, sermaye, yüksek yargı, sendikalar, yüksek öğretimden ibaret değildi. 28 Şubat Türkiye’ye has bir darbeydi ve fakat ‘’postmodern’’ vurgusunun da gayet işaret, uluslar arası desteği olan, çok daha büyük bir fotoğrafın parçasıydı. 28 Şubat bize dayatılmış merkez/çevre, efendi-köle, patron/amele sosyolojisini değiştirmeye azmeden yerli siyasete ve onu destekleyen milli iradeye karşı düzenlenmiş bir darbeydi. Halka rağmen halka yapılan darbeydi.

 


Meşru ve halkın teveccühü ile iş başındaki sivil iradeyi saf dışı bırakan, yerli ve yerel olanların değerlerine karşı işlenen bir insanlık suçuydu 28 Şubat. Bunu 1997’de göğüsleyense Refah yol Hükümeti ve Allah Rahmet eylesin Prof. Erbakan Hocamız ve yetiştirdiği siyasi kadrolardı.

 


28 şubat bir acının, bir zulmün adı olduğu kadar aynı zamanda bir direnişin de tarihidir. Uğradıkları haksızlıkları sineye çekmeyen, yanlışa yanlış diyebilen ve onu düzeltmek için yıllarını, emeğini harcayabilen insanların mücadelesinin de tarihidir 28 Şubat.. Kimi okulundan atılmış, evini-ailesini-vatanını terk edip yollara düşmüş. Kimi işini kaybetmiş, tüm donanımına, kariyerine rağmen çalışması engellenmiş..Kiminin siyaset yapma hakkı elinden alınmış, sadece sözleri, düşünceleri nedeniyle hapse atılmış. Ama asla pes etmemiş, boyun eğmemiş.

 


28 Şubat'ın planlayıcıları vesayetçiler doğrudan doğruya toplumun çoğunluğunu değiştirmeye, dönüştürmeye, kendi projeleri çerçevesinde yeni bir toplum yaratmaya çalıştılar. Toplumdan gelen dip dalgayı fark edemeyen, toplumu okuyamayan, halkın çocuklarına önüne son bir set çekerek sosyal hayatta yer almalarını istemeyen bu zalimler sonunda kaybetti. Sandılar ki; yüzlerce yıl sürecek, binlerce yıl sürecek 28 Şubat. Fakat çok kısa bir sürede toplumda karşılıklarını buldular. 28 Şubat’ı yapanlar kendi kuyularını kazdılar. Toplumun %60’ını doğrudan düşman ilan ederek karşılarına aldılar.

 

Bu gün sayısı 1 milyona yaklaşan Memur-Sen, Türkiye'nin o dönemdeki vesayetçi zihniyetine adeta bir başkaldırı, bir itiraz olarak merhum Akif İnan (Allah rahmet eylesin) tarafından tüm baskılara rağmen kurulmuş ve o zor günlerde dahi dik duruşunu bozmamış, güçlünün değil haklının yanında, halkın yanında olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, "eğer Memur-Sen olmasaydı, 28 Şubat'ı çok daha ağır yaşanabilirdi".

 


Bir daha kimse 27 Mayıslara, 12 Eylüllere, 28 Şubatlara, 17-25 Aralıklara teşebbüs edemesin diye 'yeni Türkiye , yeni anayasa ve başkanlık sistemi' bu ülkenin her ferdinin birinci önceliği olmalıdır. 
Bu vesile ile 28 Şubat mağdurlarını verdikleri bu kutsal mücadelede şükranla anıyoruz, en kalbi duygularımla selamlarımı gönderiyorum .


ABDÜLKADİR HIZ 
AFYON MEMUR SEN İL TEMSİLCİSİ