AFYONKARAHİSAR SİYASİ PARTİLERİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

TAKİP ET

15-16 Temmuz gecesi yaşanan Darbe girişimini hepimiz çok büyük bir üzüntü içinde seyrettik.

15-16 Temmuz gecesi yaşanan Darbe girişimini hepimiz çok büyük bir üzüntü içinde seyrettik. Bu darbe girişimini önlemek için canlarını feda eden asker, polis ve yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yararlılara acil şifalar diliyorum. Tüm ulusumuza geçmiş olsun, Allah bir daha böyle bir olay yaşatmasın.
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir cuntanın parlamenter demokrasimize yönelik darbe girişimini hiç tereddütsüz olarak lanetliyoruz. Parlamenter demokrasimizin yarattığı tarihsel birikimin gücüyle halkımız, darbeye karşı direnme hakkının en güzel örneğini vermiştir.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, asker sivil ayrımı yapmaksızın her türlü darbe girişimine ve vesayete şiddetle karşı olduğumuzu bildirmek isterim.
Her ne kadar son 14 yılda eksik bir demokrasi ile yönetiliyor olsak da, en kötü demokrasinin bile faşist bir askeri cunta yönetiminden daha iyi olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bir askeri darbeye, vesayete karşı çıkmak kendisini demokrat olarak tanımlayan her yurttaşın vazgeçilmez görevidir.
Darbenin başarısız kılınmasında, tüm baskılara rağmen özgür ve bağımsız kalma iradesini kaybetmeyen medyanın rolü de ayrıca takdir edilmelidir.

Yaşananların ardından önümüzdeki görev;
1-    Darbecilerin hesap vermesi, 
2-    Toplumsal normalleşmenin sağlanması,
3-    Demokrasimizin hızla güçlendirilmesidir.
Darbe girişimi sonrası yaşananların ve yapılanların yalnızca darbeci askerlere ve polislere yönelik bir operasyon olmanın dışına çıkılarak, tarafsız ve muhalif kesimleri de kapsayan bir cadı avına dönüştüğünü, ihbar hatlarının kurulduğunu da üzülerek takip ediyoruz
Türkiye’nin saygınlığı açısından hesaplaşma süreci sadece ve sadece hukuk sınırları içinde yürütülmelidir. Darbeciler, tüm işbirlikçileri ile birlikte hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermelidir. Hesap sorma sürecini ve soruşturmaları, Anayasa ve hukuk sınırları dışına taşıyıp bir cadı avına dönüştürmek, Anayasayı ihlal eden darbecilerle aynı konuma düşmek olur. 

Öte yandan hukuk devletinin gereği olarak er ve erbaşlara dönük linç girişimleri de aynı biçimde soruşturulmalıdır. Ordumuzu, darbe için kullanıldığını bilmeyen, tatbikat için gittiğini zanneden, yoksul günahsız Anadolu çocuklarını, çıplak asker görüntüleri ile linç edilen, kırbaçlanan, küfür ve hakaret edilen asker görüntüleri ile itibarsızlaştırmak da darbecilere hizmet etmek olur. İlimizde Ordu Evi önünde nöbet tutan askerlerimize yapılan hakaretlerle ağlatmak şanlı Türk askerine en büyük haksızlık değil midir?

Ülkemizin geleceği tam ve koşulsuz demokrasidedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi için her türlü çabayı göstermeye hazırız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur.
Ülkemizin ihtiyacı ne askeri, ne de sivil darbedir. Bizim ihtiyacımız hukuk içinde kalan laik, demokratik, tam bağımsız bir Türkiyedir. Şunu bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum. Unutmayalım ki darbelerle diktatörlüğü derinleştirerek değil, herkes için hukuku ve demokratik düzeni koşulsuz var ederek mücadele edilir.