22 Mart Dünya Su Günü'nde bir manifestoyla açıkladı

TAKİP ET

İzmir'de bir araya gelen CHP'li belediye başkanları uymayı taahhüt ettikleri su politikasını, 22 Mart Dünya Su Günü'nde bir manifestoyla açıkladı. Manifesto, zirvenin ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer aracılığıyla okundu.

CHP'li başkanlar Türkiye'nin su gündeminin tartışılacağı doruk kapsamında iklim krizinin ağır neticelerini öneme alarak su idaresinde beş ilkesel değişiklık ve on somut ismim öneren bir manifesto açıkladı. 22 Mart Dünya Su Günü'nde Fuar İzmir'de belirtiler manifestoyu, doruknin ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer okudu. CHP'li belediye diğernları manifestoya imza atarak, manifestonun çerçevesini çizdiği su siyasetine uymayı taahhüt etti.

"Başka bir su idaresi mümkün” başlıklı manifestoda şu şekilde denildi:
* Su hepimize ve her şeye aittir. Koşuyor ve konuşuyor olmamızda, düşüncelerimizde ve ürettiklerimizde, gülüşümüz ve gözyaşımızda, bugün burada buluşmamızda ve dünyayı değiştirmek amacıyla kararlı duruşumuzda suyun izi vardır. Hayat suda başlayıp serpilmiş, dünyadaki bütün varlıklar suyla birbirine bağlanmıştır. Su olmazsa hayat da olmaz.

* Türkiye'mizin çok büyük alanı “kurak iklim coğrafyası” olarak sınıflandırılmaktadır. İklim krizinin en ağır neticesi susuzluk tehlikesidir. 2019 Devlet Su İşleri bilgilerine göre ülkemiz su kaynaklarının yüzde 77'si tarımsal sulamada kullanılmaktadır. En çok yüzde 10'u hanelerde, kalanı ise endüstride kullanılmaktadır. Bu veri kuraklıkla mücadelede temel eksenin, tarımsal sulama bölümünde olduğunu göstermektedir.

* Bizler Türkiye'nin 11 büyükşehir belediyesinin ve 11 il belediyesinin diğernları, bu vicdani ve bilimsel sorumluluktan hareketle bugün, 22 Mart 2021'de, Dünya Su Günü'nde İzmir'de buluştuk. Amacımız, iklim krizinin ağırlaşan neticelerini da öneme alarak Türkiye amacıyla diğer bir su politikası önermek ve bu topraklarda geleceğimizi, çocuklarımız ve tabiatmız amacıyla emniyet altına alabilmektır.

SU YÖNETİMİ BEŞ MADDE İLE AÇIKLANDI

“İklim krizinin su kaynakları üzerindeki tesirlerini azaltarak kuraklıkla mücadelede başarılı olabilmek amacıyla, su idaresinde 5 ilkesel değişiklığın yapılması şarttır” denilen manifestoda o maddeler şu şekilde sıralandı:

1- Katılımcı bir su idare modeli oluşturmak. Su idaresi, şehir, havza ve ülke ölçeğindeki su kullanıcısı bütün paydaşların; tarım örgütleri, endüstriciler, evsel su kullanıcıları, meslek örgütleri, tabiat ve etraf örgütlerinin içersinde yer alacağı yepyeni, katılımcı bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.

2- Bütün kullanım alanlarında arzın değil talebin yönetilmesi. Plansız ilerleyen kullanım istekleri amacıyla devamlı daha çok arz yaratma politikası yerine, başta tarımsal sulama ve endüstri olmak üzere düşük su tüketimiyla yüksek gelir elde edilen ekonomik modeller tasarlanmalı ve teşvik edilmelidir.

3- Su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması. Su kaynaklarının, yerüstü ve yeraltı sularının miktarının, su bütçesinin hangi kullanımlara tahsis edileceği havza ölçeğinde belirlenmelidir. Verilen tahsisler denetlenmeli, su kullanımlarının sektörel tahsis miktarlarını aşmasına izin verilmemelidir. Her bir havzada plan edilen su yatırımlarının birbirini nasıl etkilediği kümülatif olarak ölçülmeli, yatırım kararları havza ölçeğinde bu stratejik değerlendirme gerçekleştirdikten sonra alınmalıdır. Asgari harcama ile azami verim temel olmalıdır.

4- Doğanın su döngüsünün korunması. 1960'lardan bu yana suyun döngüsüne oluşturulan müdadurumaler neticesinde çoğu canlı türü tehlike altına girmiş; göller ve sulak alanlar kurumuş, ırmak ekosistemleri zarar görmüştür. Ülkemizdeki su kullanım amaçleri, iklim krizi öneme alınarak tekrar tanım edilmelidir. Yatırımlar planlanırken yer altındaki, sulak alanlar ve ırmaklerdeki ekolojik su varlığının sürdürülebilirliği öneme alınmalıdır. Canlıların gereksinimi olan suyun, ekolojik dengeyi ve su döngüsünü bozacak biçimde kirletilmesine, azaltılmasına yol açan uygulama, yapılaşma ve madencilik gibi faaliyetlere izin verilmemelidir.

5- Suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel tüketimi. Tarımda, endüstride ve evlerde sarfedilen atık suyun lüzumlu arıtma proseslerinden atlattıktan sonra değişik sektörler ve ekosistem arasında aktarımı sağlanmalıdır. Şehir içersinde ve tarım alanlarında yağmur hasadına yönelik yöntemler yaygınlaştırılmalı; su gereksiniminin yerinde temini, tüketimi ve dönüştürülmesine yönelik döngüsel çözümler teşvik edilmelidir.



BAŞKANLAR NE DEDİ?
Sahneye kurulan büyük boyuttaki su manifestosu belediye diğernları aracılığıyla imzalandı. Belediye diğernları şu şekilde konuştu.

Tunç Soyer – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı: Türkiye'nin 22 belediye diğernının imza taşıyan, ‘Başka bir su idaresi mümkün' isimli bu ortak metin, dilerim gereksinimiz olan şu 3 duyguyu çoğaltır: Cesaret ve kararlılığımız, dipdiri yaşattığımız umudumuz, canımız gibi sahip çıktığımız birlik ve birlikteliğimiz.

Mansur Yavaş – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı: Türkiye'nin yarısına yakınını yöneten belediye diğernları olarak, yan yana gelip çağımızın elması olan suyu güvenliğini sağlamak adına bir manifesto hazırladık. Maalesef, biz bir şey kaybettikten sonra tedbir alıyoruz. İlk defa kaybetmeden tedbir alan idare var. İnşallah hep eş güdümlü bunu başaracağız.”

Zeydan Karalar – Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar: Su ve verimli toprak dünyada 40 sene sonra çok kıymetli olacak. Bugünden ciddi mesele çekmeye başladık. 10 sene sonra bütün dünyada hayat sürdüren nüfusun yarısının su bozukluğu yaşayacağı aşikar. Bunun amacıyla tedbir alınmazsa, bozukluğun  artacağı belli. Bugünlerde bunun öncesini görüp tedbir alabilmek, diğer bir su idaresini tartışmak ve onun neticesinu çıkarmak son derece kıymetli.

Muhittin Böcek – Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı (Video konferans yönteniyle katıldı): Artan nüfus ve iklim değişiklığıne bağlı olarak ileride bizim de yaşayacağımız su meselelarına karşı geç kalmadan tedbir almalıyız. Sadece bugünün suyunu değil yarının suyunu da koruyarak tabiatcak çocuklarımızın hakkını da korumalıyız.

Özlem Çerçioğlu – Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı: Doğal su kaynaklarımızı korumalıyız. Genellikle de, yeraltı kaynaklarımızı çok ciddi bir şekilde, maalesef üzülerek ifade ediyorum, vahşice kullanıyoruz. Tarımda çağdaş sulama sistemlerine geçilmeli. Ürüne göre su sarfiyatı da çok mühim. Planlama yapılması lüzumluliğini düşünüyorum. Susuzluk bizi yönetmeden biz suyu yönetelim.

Yılmaz Büyükerşen – Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı: Türkiye, su zengini olmayan bir ülkedir. Ülkemizde tespit edilen akarsu, dere, çay, göl ve sulak alan yer altı suları itibariyle fakirdir. Bunun amacıyla de su tüketiminde dikkatli olmalıyız. Çocuklardan başlayarak su meselemızın ne kadar büyük tehlike arz ettiğini anlatmak zorundayız. Parasını ödediğim vakit isteğim vakit su kullanabilirim düşüncesinin hatalı olduğunu şuandan insanların aklına koymak zorundayız. Suyun verimli kullanılması konusu ile alakalı tarımla uğraşan kesimi aydınlatmamız lazım.

Lütfü Savaş – Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı: Dünyada mühim olan iki unsur var. Gelecekle alakalı iştahımızı kabartan ya da bizi mahzunlaştıran. Biri itimat edilir besin, biri teknoloji. Teknoloji konusu ile alakalı dünya endüstri 5.0'ı konuşurken, biz anca 2,5'lardayız. Buna kavuşmamız amacıyla belki birkaç yüzsene geçebilir. Güvenilir besin konusu ile alakalı dünyanın ilk 5 ülkesinden olabiliriz. Ama bunu kullanabileceğimiz suyla ölçmemiz lazım. Kuraklaşmamış coğrafyamızla ölçmemiz lazım. Burada alacağımız kararlar, ortak amaç ve ortak yürüyüşümüzü belirleyecek.

Ekrem İmamoğlu – İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı: Ülkemizde çoğu mesele var. Bunların hepsini çözebiliriz. Su bozukluğu öyle değil. Bu proses isteyen bir mesele… “Milletle inatlaşılmaz” derler, tabiatyla hiç inatlaşılmaz. Doğaya karşı birtakım hamlelerde bulunmak ciddi hasarlar yaratıyor. Bunlardan bir adedini İstanbul'da hayataktayız. İstanbul'da inşa edilmek dilenen beton kanalı 16 milyon insanın hayatını negatif etkileyecek bir tehdittir, bir ihanettir. Hep birlikte seferberlik sürecini başlatmanın sorumluluğu taşıyoruz. Bunun başlangıç olduğunun bilinmesi lazım.

Vahap Seçer – Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer: Çağımızın en mühim bozukluğu, yalnızca ülkemizin değil, bütün dünyanın şu anda boğuştuğu en mühim problemlerinin başında küresel ısınma, onun getirdiği iklim değişikliği, nihayetinde su arzında da meydana çıkan meselelar kuraklık. Artan insan nüfusunun, insan nüfusunun yükselmesi neticesi ihtiyaçların yükselmesi. Ülkemizde de gördüğümüz gibi, merkezi idaresin meşru düzenlemeler yapar iken daha çok vahşice daha çok kar elde etmek isteyen birtakım lobilerin etkisiyle gerçekleştirdikleri düzenlemeler bu bozukluğu kucağımıza getiriyor. Herkese vazife düşüyor.

Osman Gürün – Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı: Öncelik ile su kaynaklarını güvenliğini sağlamakla alakalı mutlak suretle bir protokol hazırlanmalı. Başka hiçbir kurumun, örnek olarak maden arama ruhsatı alan kuruluşların buralara müdadurumasi engellenmesi lazım. Kaynakların korunması lazım. Bütün bunları yapabilmek amacıyla Su Bakanlığı’nın kurularak suyu en üstte tutan ve onu temel alabilmek lazım.

Kadir Albayrak – Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı: Su aşağıya indikçe niteliği de düşüyor. Bu suyun kullanmak mümkün duruma gelmesi amacıyla kesinlikle ve kesinlikle masraf gerektiriyor. Su pahalı oluyor. Çözüm var mı? Var. “Yeni su politikaları mümkündür” diyerek manifestoyu imzalayacağız. Bu manifesto ile sizlere güzel bir ileriki vaat ediyoruz” dedi.